9 Ocak 2011 Pazar

HAKEMLİKTE ÖZGÜVEN




BirçokTürk genci gibi futbol oynadıktan sonra futbol hakemi olmaya karar verdim amacım çok uzun yıllar sporun içinde faal olarak yer almak , yapılan antreman ve maçlarla formumu korumaktı gerçekten hakemler uzun yıllar genç kalabiliyorlar futbolcu gibi değil sporcu ağır çalışmalar yapıyor sonra sporu bırakınca vucutta bozuluyor sağlıkta bozuluyor bence en kotüsü şöhreti yakalayan insanların geçen yıllarda spor yazarlığı, antrenörlük gibi faaliyetler yapmazsa ağır psikolojik sorunlar yaşanıyor.

Hakemlik yaptığım 12 yıl boyunca çeşitli acı tatlı hatıralarım oldu . Beni en çok etkileyen  konu kendisinin başarısız olduğunu ifade eden hakemlerle hiç karşılaşmadığımdır. Bir hakem aslında   hayatta gerçekleştiremediği  özlemleri sahada hayata geçirebiliyor örneğin iş hayatında siz kendinizi ne kadar başarılı görürseniz görün sonuçta bir üstünüz var ve sizi yönlendirmeye çalışıyor her istediğinizi yapamıyorsunuz ,evinizde ailenizi idare etmeye çalışıyorsunuz ancak karınız karışıyor halbuki sahada siz varsınız iyisiyle kötüsüyle verdiğiniz kararlar etkili oluyor yani insanları yönetiyorsuz bundan daha tatmin edici bir duygu olmasa gerek diye düşünüyorum.

İnsanlar hayal ettikleri  duyguları sahada hakem olarak yaşarlar. Hakemlikte hakimlik gibi yazılı kuralları olan, takdir hakkı kullanıp yorum yapabildiğiniz yani karar üzerinde etkili olduğunuz kısaca kendinizi önemli hissettiğiniz  hobidir . Hakemlik yaparken insan kendini unutur ve keyfini yaşar, haz alır ve mutlu olur  bu nedenle başarısız hakem olduğunu ifade eden arkadaşlarla hiç karşılaşmadım .

Hakemlerimiz hakkında  çok eleştiriler oluyor. Türkiye’nin en önemli hakemleri bu sert  eleştirilere dayanamayarak istifa ediyorlar. Örnek olarak Ali Aydın geliyor kendisi  benim çok beğendiğim bir hakemdi . Aslında bu durum yaklaşık 15 yıl önce  aynı şekilde hakemliği bırakan  Ergül Yücedağ’ı hatırlattı oda çok iyi bir hakem olmasına rağmen çok kötü yönettiği ve bu durumu kendisininde kabul ettiği     Samsunspor – Trabzonspor maçı sonrası Samsunspor başkanı İsmail Uyanık’ın taraflı,kötü niyetli yönetim gösterdiği eleştirileri nedeniyle hakemliği  bırakmıştı. Nadirde olsa tüm dünyadaki  diğer hakemler gibi bu  hakemlerimizinde  kötü hatta çok kötü maç idare edebilme lüksüde olmalıydı. Türkiye bu hakemleri çok arayacaktır.

Mevcut sıkıntılarda  bakış açısı olarak insanlarımızın öküz altında buzağı aramasınından, birazda hakemlerimizin özgüven eksikliği olmasından kaynaklandığına inanıyorum.

Hakemlik yaptığım yıllarda  yöneticilerin,futbolcuların hakem odasını zorladıklarını oldukça sık görürdük . Hakemleri stat kapılarında karşılayıp hoşgeldin diyerek elini sıkmaya çalışan ,  kendini eski hakem olarak tanıtan ancak gerçek amacı turbindeki arkadaşlarına ben hakemleri bağladım bunu sizde gördünüz diyerek maçın sonucuna göre arkadaşlarından para sızdırmaya çalışan şarlatanların var olduğuda sık rastlanan durumlardır.

Türkiye’de insanların hakemlere güvensizliği dizboyu giderken yurtdışında hakemlik yaptığım yıllarda maç günü yönettiğim takımların teknik direktörlerinin arabalarıyla beni evden aldıklarını,maç sonrası her iki taraf oyuncuları ile birlikte pub’a gidip içki içtiğimizi hatırlıyorum bu bölge hakem komitelerinin bilgisinde oluyor.İngiltere’de skordan önce sporun ve fairplay ruhunun önemli olduğu ama en önemlisinin katmanların spor yapma alışkanlığının oluşması olduğunu fark ettim.Amatör maçları tek hakemle yönetirler, sahaların mükemmel olma şartları yoktur , esame listesi hiç görmedim, oyuncuların yaşları kiloları bazen alışılmışın dışındadır. Tek amaç insanları sporun içine çıkabilmek.

Genel yapı olarak sporcuların yöneticilerin ve hakemlerin suistimalinden bahsetmek mümkün değil böyle bir tarifin İngilizlerin luğatlarında bile olduğunu zannetmiyorum . Hakemlere bu yönde baskı yok dolayısı ile hakemlerde özgüven oluşmuş eğer hakem kötü bir yönetim göstermişse inanıyorlarki hakem kötü bir gününde.

Türkiye’de özgüven konusunda biraz zafiyet yaşıyoruz bunu yerleştirmenin yolu futbol bilgisiyle, eğitimiyle,duruşuyla,toplumda aldığı yerle kendini ispat etmiş hakemleri sahalara sürmektir. Türk hakemleri Avrupa’daki meslektaşlarından çok daha istekli çok daha organizeler. Merkez Hakem Komitesinin son 2-3 senedir yaptığı uygulamaları olumlu karşılıyor ve destekliyorum. Yalnız Türk hakemliğinin uluslararası platformda daha fazla yeralmasınını istiyorsak 40 yaşının üzerindeki FİFA hakemlerimizin listeden kendi istekleri ile  feragat ederek yerlerine 30 yaşının altındaki   genç hakemlere yer açmasıdır ki ilerki yıllarda uzun zamandır aradığımız başarılara ulaşalım. Son senelerde MHK  bu konuda olumlu gelişmeler yaptı bunun sonucunu olarak birçok FİFA  hakemimizin elite hakem adayı,2. ve 3. grupta yer aldığını görürüz bu çok memnun edici bir durumdur.

Türk hakemi enaz Avrupa’da başarılı olmuş diğer ülke hakemleri kadar dürüsttür,onurludur,organizedir ve yaptığı işi sever. Ne olur biraz da özgüvenleri gelişse.





Hiç yorum yok: