Geçmiş yıllarda bir arkadaşımla yemek yiyorduk.
Lokantada yok yok .. İster balık ,ister et ....
Arkadaşım genç , yakışıklı , sporcu ,akıllı, etkileyici , şimdilerde çok kimsenin tanıdığı üst yönetici..
Ben önüme gelen kebabı büyük bir iştahla mideye götürürken o ismarladığı susi ve bir kadeh beyaz şarapla yemeğini tamamladı...
O hala fit , yakışıklı ben ise o yediğim kebabların , etlerin , balıkların günahını ödüyorum. Şisko ve sağlıksız..
Vucudumuza neden işkence yapıyoruz ? Sağlığimızı neden bu kadar risk altına alıyoruz ? Çikinleşmek için neden özel bir gayret gösteriyoruz ?
Herhalde çirkini ve çirkinlikleri seviyoruz...
Boşuna mı Yılmaz Güney'i çirkin kral diye sevdik....
Bugünlerde nerede ne kadar çirkinlik var onları yaratanları seviyoruz...
Ne kadar kanunsuzluk , hukuksuzluk ,huzursuzluk var onları yaratanları seviyoruz..
Ne kadar kanunsuzluk , hukuksuzluk ,huzursuzluk var onları yaratanları seviyoruz..
Mazohistlik bu herhalde...
Kendi celladına aşık olmak bu herhalde...