29 Kasım 2015 Pazar

ÇİRKİNİ SEVMEK



Geçmiş yıllarda bir arkadaşımla yemek yiyorduk.

Lokantada yok yok .. İster balık ,ister et ....

Arkadaşım genç , yakışıklı , sporcu ,akıllı, etkileyici , şimdilerde çok kimsenin tanıdığı üst yönetici..

Ben önüme gelen kebabı büyük bir iştahla mideye götürürken o ismarladığı susi ve bir kadeh beyaz şarapla yemeğini tamamladı...

O hala fit , yakışıklı ben ise o yediğim kebabların , etlerin , balıkların günahını ödüyorum. Şisko ve sağlıksız..

Vucudumuza neden işkence yapıyoruz ? Sağlığimızı neden bu kadar risk altına alıyoruz ? Çikinleşmek için neden özel bir gayret gösteriyoruz ?

Herhalde çirkini ve çirkinlikleri seviyoruz...

Boşuna mı Yılmaz Güney'i çirkin kral diye sevdik....

Bugünlerde nerede ne kadar çirkinlik var onları yaratanları seviyoruz...
Ne kadar kanunsuzluk , hukuksuzluk ,huzursuzluk var onları yaratanları seviyoruz..

Mazohistlik bu herhalde...

Kendi celladına aşık olmak bu herhalde...



Hiç yorum yok: