4 Nisan 2011 Pazartesi

GİZLİ KALAN SEVDALARIMIZ




Değerli dostlarım,

4. Yeşilçam film ödülleri  dağıtıldı. Birçok film, oyuncu,yönetmen ve emekçiyi seyretme imkanımız oldu. Törenler, ödüller ciddi olduğunda ödül alanlar sevinçlerini , kazanamayanlar da üzüntülerini gizleyemiyorlar. Çokda doğal üzerinde emek , yetenek, rekabet var.

Sinemaya uzun yıllar hizmet veren Nebahat Çehre, İzzet Günay, Göksel Arsoy ödüllerini aldılar. Güzel filmler, senaryolar, kamera arkası çalışanlar da  ödüllerini aldılar.

Sinema Türk halkı için yıllar boyu çok önemli oldu. Yaşamlarının bir parçası haline geldi.

1960 ‘lı yılların başlarında  çocukluğumun geçtiği Ortaköy’de güzel filmleri seyredebilmek için  3 sinema vardı. Çeşitli konserlerin , tiyatro gösterilerinin  yapıldığı Barbaros sineması , şimdi otomobil bayisi olan yazlık Çamlıset sineması ve ismini hatırlayamadığım diğer yazlık sinema.

Halkın başlıca eğlencesi olan bu sinemalar zamanın meşhurları Berkant, Lulu kardeşler,İsmail Dümbüllü , Aşık Veysel ‘i  konuk ederlerdi .

Sinemaların yazlık yerlerinde sünnet törenleri olurdu .Sünnet çocukları elbiselerini giyerler, el öpmeye giderler , sünnet günü ehliyeti tam belli olmayan sünnetçiler tarafından sünnet edilirlerdi .Çocukları korkularından biraz olsun arındırmak  için hokkabazlar görev yaparlardı .Olduda bitti maşallah sesleri ,diğer tarafta ağlamalar .

Çocuklar  sinema bahçesine  koyulan yataklarda bir taraftan misafirlerle zoraki gülücük verirler diğer taraftan hem acılı acılı konser seyreder hemde gelen hediyelere bakarlardı. Benim de erkekliğe geçişim Barbaros yazlık sinemasında olmuştu. En beğendiğim hediye karşı komşumuz rahmetli Necdet Cavcı'nın aldığı sarı renkli meşin futbol topu olmuştu.

Benzer şekilde Beşiktaş’ta önemli sinema merkezlerinden biriydi . Balıkpazarına doğru giderken solda Suatpark , sağda yokuşun sonunda Yıldız ve deniz tarafında Gürel sinemaları vardı. Sonraları Mıstık ve Yumurcak sinemaları devreye girdi.Aileler salonun sonundaki localarda film seyrederlerdi.

Zamanın meşhur filmleri Benhur , Doktor Jivago, Love Story , Rüzgar gibi geçti, Susuz Yaz  iz bırakan filmleriydi.

Birde unutulmayan dialoğlar vardı;

Baş rollerini Tony Curtis, Yull Bryner’ın oynadığı Taras Bulba filminde Kazak lider ve Polonya’lı prens uçurumun kenarına karşılaşırlar . Polonya’lı sorar What is your name ? My name is Taras Bulba  ve Kazak lider  savaşın acımasızlığı ile Polonyalının elini kılıcıyla keser, adamlarını uçurumdan atar.

Diğer bir film başrollerini Marlon Brando’un yaptığı Juarez . Avusturya’lı Habsburg sülalesi gümüş madenlerini elde etmek için Meksika’yı işgal eder ve İmparatorluk  kurarak memleketi idare ederler. Bu durumdan şikayetçi olan fakir Meksika halkı Benito Garcia Juarez liderliğinde isyan eder ve sarayı basarlar sonrada kurşuna dizerler. Juarez rolünü oynayan Marlon Brando’ya imparator  Maxımilian  Habsburg  şunu şöyler ‘’.Evet ben kötü yönetim göstermiş olabilirim ancak gücümü milleti soymak için kullanmadım. Zaten yeterince zenginim  mümkün olduğunca halka destek olmaya çalıştım. Ama sizler fakirsiniz , gözünüz doymamıştır , parayı görünce değişirsiniz ve milleti soymaya çalışırsınız . Bugün benim başıma gelen gelecekte  sizin de başınıza gelir’’. Zaman Maxımilian’ı  haklı çıkarır. Juarez’i düşürürler. Juarez’i düşürenleri de düşürürler.

Gerçekten gözü doymuş olmak çok önemli , bazı şeyleri hazmetmiş olmak çok önemli .

AKP ‘ye 6000 , CHP ‘ye 4500 kişi milletvekileri başvuru yapmış. Diğer partileride sayarsak herhalde 20.000 kişi vardır. Bunlar içinde Maximillianların, Juarezlerin veya politika için biçilmiş kaftan olabilecek mükemmellerin oranı kaçtır ?

İnsanların milletvekili olma isteklerinin altında ne vardır?   Para !! şöhret !! güç !!  Kendine doğru yolu çizmeyenler sonunun Juarez  örneği olmamasına özellikle dikkat etmelidirler.

İşveç Başbakanını kim tanıyor ? Norveç Başbakanı’nın ismini bilen var mı? İsviçre’yi kim idare ediyor ? Biraz daha ileri gideyim İngiltere Başbakanı kimdir ? inanın ben bilmiyorum. Gelişmiş ülkelerde sistemin önemi fazla olduğu için kişiler üzerinden değerlendirme fazla olmuyor. Bizde durum biraz farklı  tam tersi bir durum var. Kişiler güçlü sistem zayıf  böylelikle insan unsuru öne çıkıyor , zafiyetlerde.

Elbette  demokraside  katılımcı olmak çok önemli.  Birikimi olan , gerçekten hizmet verebilecek insanların neden politika içinde yer alma istekleri yoktur? Yoksa böyle insanlarımız mı yoktur ?

İnanıyorumki mutlaka vardır , ama kendilerini göstermiyorlar. Ama olmaları gerekir.

Türkiye’yi yöneten  liderlerde bile  tam yeterlilik yok. Yıllarca lider olunurmu? lider doğulurmu? konusu tartışıldı.

Günümüzde iyi bir eğitimle ,alışkanlık kazandırılarak  iyi lider olunabileceği biliniyor. Ancak hatiplik sonradan olunmuyor mutlaka insan genetiğinde olması gerekiyor . Tabiki tecrübe, birikim  hatiplik başarısına katkı sağlıyor. Liderlik ve hatipliği birlikte yapabilenler kitleleri peşine takmada etkili oluyorlar.

 Özal’ın iyi bir hatip olduğunu biliyoruz. Tayyip beyde önemli bir iletişimci . Atatürk’ün hatipliği tartışılmaz  önemli bir yönlendirici.  Rahmetli Ecevit kürsüde ‘’ Burası devlete meydan okunacak yer değildir’’  derken  hatipliğin zirvesini yapmıştır.

Başarılı liderlerin aynı zamanda vizyoner olması beklenir.  Jonathan Swift’in  belirttiği gibi Vizyon görünmeyeni görme sanatıdır. Bunun içinde hayal kurmak hemde geniş hayal kurmak önemlidir.

Sinema  hayallerimizi genişleten ,düşünmeye yönlendiren önemli bir sosyal materyaldir ,önemsemek gerekir . 

Sinemaya hak ettiği önem  verilmezse  halkın beğenisini kazanan sektör yerine   ayakta kalabilmek için  araya seks parçası alan  Civciv çıkacak kuş çıkacak türü, yılda 6-7 film çekilen bir sektör haline gelirsiniz ki malesef  bunun en büyük acılarını Yeşilçam yaşadı.

Bugün Yeşilçam  gurur duyulacak şekilde yılda yaklaşık 70 adet kaliteli film üreten , gelişmiş yapım gücü , yetenekli ekipleri , filmleri beğeni ile izleyen 22 milyon seyircisi ile önemli bir sektör haline gelmiştir. Dizi ve reklamlarıda eklersek sektör gücünün  dahada büyüyeceği açıktır.

Hayalleri yaratanlar fikirlerdir. Fikirsiz hayal olmaz o zaman fikirleri serbest bırakmakda yarar olacaktır,

Ebedi  liderimiz Atatürk ‘’ Fikri hür , vicdanı hür nesiller yetiştirmek ‘’  derken fikir özgürlüğünün önemini işaret etmiştir.

Fikirlerde özgür olmanın medeni dünyada karşıt bulacağını zannetmiyorum . Eğer vicdanda sorun yaşanıyor , kötü örnekler oluşturmada taraf olunuyorsa terörü , uyuşturucuyu, insan öldürmeyi özendiren  Kurtlar Vadisi türü TV  dizilerinide bu gözle değerlendirmek gerekir. Henüz basımı yapılmadan , imhası yapılan kitaplar ve tutuklamalar Türkiye’nin düşünce alanında önünü açamaz.
.
Walter Lippman’ın dediği gibi ;
‘’Herkes aynı fikirdeyse kimse fazla düşünmüyor demektir’’  gerçekten doğrudur. Farklı düşünen insanlar olursa  gelişimin artacağı açıktır.

Hangimiz  ince bıyıkları, karizmatik duruşuyla Ayhan Işık. Cesareti ,yakışıklığı, şöhretiyle  ile Cüneyt Arkın. Tatlı gülüşü , güzelliği ile Türkan Şoray olmak istemez.

Gizli kalan sevdalarımızı  hayata geçirebilmek için biraz hayal kurmayı hak etmiyormuyuz?

Bırakın istediğimiz gibi hayal kuralım , bırakın istediğimiz gibi düşünelim.

Güzel hayaller ,