Thomas Fasulyeciyan’ın yazdığı meşhur tirad bir aktörü nasıl
anlatıyorsa, aynı anlatım uzun yıllar hizmet veren emekçiler içinde geçerlidir ;
Zaten
aktör dediğin nedir ki?..
Oynarken
varızdır, yok olunca da sesimiz o boş kubbede , bir hoş sada olarak kalır...
Olsa
olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız...
Görooorum
hepiniz gardroba koşmaya hazırlanıyorsunuz...
Birazdan
teatro bomboş kalacak...
Ama
teatro işte o zaman yaşamaya başlar...
Çünkü
Satenik’in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır...
Benim
bir tiradım şu pervaza sinmiştir...
Hiranuş’la
Virjinya’nın bir diyaloğu eski kostümlerin birinin yırtığına sığınmıştır...
İşte
bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde
yine sahneye dökülürler...
Artık
kendimiz yoğuz...
Seyircilerimiz
de kalmadı...
Ama
repliklerimiz fısıldaşır dururlar sabaha kadar...
Gün
ağırır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır...
Perde...
Artık benim için perde kapanıyor.
Uzun yıllar çalışmış olduğum şirketten
emekli olarak ayrılıyorum.
Tatlısı , tuzlusu ile geçen iş hayatı.
Yuva gibi gördüğünüz iş yerinden ayrılmayı kabullenmek
gerçekten çok zor , formayı çıkarmak hiç kolay olmayacak.
Her çalışan için bir gün deniz tükenecek.
Dalgalar , kumsalla birleşecek. Bunu doğal karşılamak gerekir ancak gene de
zor.
Kişisel
olarak çalışma hayatımda üç konu benim
için önemli oldu ;
- Adımın hırsızlık , uğursuzlukla anılmaması. Çok şükür kötü bir yakıştırma olmadı.
- Hoş
sada bırakmak
.Yüzlerce insanla birlikte çalıştık. Bazıları daha uygun işler bulmaları nedeniyle
erken ayrıldılar. Bazı hayata veda ettiler. Bazıları kovuldular. Bazıları
emekli oldular. Emekli olanların bir kısmı tatsız ayrıldılar ve kapıdan çıktıktan sonra artık bir daha
geri gelmediler. Gelenler ise bunca yıl çalıştıkları iş yerinde güvenlik görevlilerinin ‘’
Ne için gelmiştiniz ? Kime geldiniz ? ‘’ sorularına muhatap olmaları zor geldiği
için gelmekten vazgeçtiler. İnatçı tavırla gelmeye devam edenler ise bir süre sonra
tanıdıklarını bulamadılar. Yılda bir kerede olsa eski çalışanlarımla,
arkadaşlarımla bir kahve içebilmeyi
hayal etmek önceliklerimde oldu.
- Yaşamı
devam ettirmek. Neticede ailemiz için çalıştık , belki de
çalışmaya devam edeceğiz. Şirkete kendi çapımızda katkılarımız oldu.
Kurumsal olduğunu iddia eden bir şirketin çalışanına yanlış yapmaz diye
iyi niyetle düşünenler grubunda oldum. Kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmek
için gelir yapınızı düzenlemeniz gerekir. Bunu ilerde görebileceğiz.
Askerlik
sonrası ilk çalıştığım firma Burtrak artık yok. Diğer çalıştığım firma olan
Boronkay’ da yok. Zaten Türkiye’de şirketlerin ortalama yaşamları 12 yıl. Uzun
süreli çalışılabilecek firma bulabilmek çok kolay değil.
Yurtdışında
lisan eğitimi alarak döndüğümde çalışmaya başladığım Çelik Motor firması çok
daha uzun ömürlü oldu.
O
yıllarda otomotivde garanti vermek , teknik bilgi sahibi olmak , hele hele müşteri memnuniyeti kavramından
bahsetmek hayaldi.
2000
CC diye satılan 1600 CC araçlar .Hidrolik
direksiyon diye satılan manuel direksiyonlu araçlar. Yedek parçası olmadan
pazara verilen ürünler. Fahiş fiyata satılan yedek parçalar.
Otomotivin
o kaotik ortamında işe başladığım Otosan’ın satış şirketi Nasoto düzgün
yapısıyla bana farklı gelmişti. Genel
müdürüm Melih Koral tek bir soru sorarak beni işe almıştı.
‘’ 100.000 $ versem bir günde nasıl harcarsınız ? ‘’ sorusuna ‘’
Tenis Eskirim Dağcılık kulubüne üye olur
, uzun süreli dostluklar ve ticari ilişki kurarım ‘’ şeklindeki cevabım işe
alınmamı ve hayatımın değişmesine neden olmuştu.
İlk
görevim servislerin geliştirilmesiydi. Melih bey beni İngiltere, Uzak Doğu ve Amerika’da çeşitli eğitimlere gönderdi.
Bir süre yurtdışı çalışma imkanı buldum. Kar marjı çok düşük Amerika pazarındaki
rekabeti , bayi gelirlerinin satış ,servis ,yedek parça birlikteliğinden
geleceğini o yıllarda anladım. Türkiye’de ise yüksek kar marjlı , bir kasa bir
masa devriydi. Otomotiv’in geleceğini görebilmek çalışanlar için bulunmaz bir nimetti.
Koç
grubu beni o kadar etkiledi ki THY’ da kazandığım pilotluk görevini bile kabul
etmedim. Bu durumu Koç logosunun THY
logosundan daha kıymetli olduğu şeklinde ifade etmek mümkündü.
Elbette çalışma süresince çok şey öğrendim , çok kişiden yararlandım . Hepsini ifade edebilmem mümkün değil ancak bazı hocalarımı ifade edersem ; Engin İzet arkadaşımdan oturmayı ,kalkmayı,kültürü . Atilla Argat'tan sevgiyi , hoşluğu. Macit Akman'dan yöneticiliği . Melih Koral'dan adam gibi adam olmayı. Metin Yılmaz'dan espriyi . Turgay Durak'tan ne kadar gayret etsen de bazılarının farklı olduğunu öğrendim.
Çalıştığım
sürede servisler, bayiler kurduk. Eğitim verdik ,imalat , iş geliştirme
yaptık. Şirket içinde çeşitli
bölümlerin kurulmasına vesile olduk. Yaptığımız pazarlama faaliyetleri ile
bayilere karlılık sağladık.
Çalışma
süremde çok sayıda değerli insanı kaybettik.
Birlikte
çalışmaktan onur duyduğum Ford çalışanı dostlarım ;
İlk
yöneticim Tayyar Şenyener, hocaların
hocası Sami Kurtul , Ankara Bala ne
arıyorsun hala ? Süleyman Kedici, seyahatlerimde kimlik kartımı ve kendimi onun
yoluna teslim ettiğim Melih Oskay, yedek parçanın TEM canavarı Ersan
Gürer , sert erkek Muhittin
Aliş , direniş anıtı Hakan Yaman, sessiz sedasız Tunç Ergüven, trafiğe
kaptırdığımız yakışıklı Murat Kandemir
, şirkete işe aldığım Erkan Koca ,
yolların fatihi olup yollara verdiğimiz Erdem Gök , kahkahalarıyla Turgut Pekergin, yaşlıyken de
genç olan Rıdvan Salavat , neşe
deposu Murat Yüceel , müzikte rakibim olan beni her daim kızdırmayı
başaran Sedat Durdurul, Çaycımız Şeref Gökalp, Kartal'daki çaycımız Timur Kayıtmazer , bizi üzüntülere boğan genel müdürümüz Nuri
Otay, gene bir Ramazan ayında trafik
canavarına kaptırdığımız liseden
arkadaşım Fatih Özun, Muhasebenin Fransız’ı
Ali Doğan, tatlı müzisyen
muhasecimiz Nami Malkoç
, Nasoto’daki ofisboyumuz Arif, Ofisboy
Şevki Kara , Hızlı söförümüz Ercüment Gülümser ,Ankara Otokoç'tan transfer satış bölge müdürü Haldun Aygün , garanti uzmanımız Bülent Yenli ,patronumuz Mustafa Koç , ilk genel müdürümüz Ahmet Binbir, araç teslimatından Ahmet Tümer , eğitim bölümümüzden Mustafa Kaklıkkaya , Genel Muhasebe Müdürü Ali Barlas , Genel Müdür asistanı Seta Karagözyan Kıratlı ve diğer hatırlayamadıklarım.
Çok
kıymetli bayilerimiz;
Ahmet Keleş –
İstanbul , Mehmet Keleş - İstanbul, Ali Başer –Ankara , Erdal Çiçeksay -Van ,Tahsin Işıldar – Yalova , Yılmaz Tuzcu – Edirne , Seyit Eresin – İstanbul , Asım Dirikoç - İstanbul , Salih
Sayar - Yozgat , Hikmet Dugles – İzmir , Mehmet Fazlı Ergin –Mersin
, İlhan Kılıçaslan - Malatya , Ayhan Kılıçaslan – Malatya ,Ömer Doğaner –
Gaziantep , Bilal Güngör – Ankara , Ali
İhsan Kaya - Kocaeli, Veli Akgün –
Adapazarı , Rıfat Akarpınar – Adana , İzzet
Gürüz – Diyarbakır, Mehmet Özkan – Isparta , Ali Özkan – Manisa , Şafak Daloğlu – İstanbul ,
Kemal Koyuncuoğlu – Söke , Mustafa Başer
– Ankara , Ali Osman Ulusoy - Trabzon ,Poyraz Beşer - Otokoç , Mustafa Işıldar - Adana , Kibar Keleş- İstanbul , Burak Kayan - Kocaeli...
Çok
değerli servislerimiz, yedek parçacılarımız, satıcılarımız ;
Ahmet
Atılgan – Rize , Mehmet Uzunca - Lüleburgaz , Halit Öz
- İstanbul , Ali Usta - Giresun ,
Hasan Balyemez – Kırşehir , Salih Arat -Adapazarı , Cemal İnanç
- Merzifon , Emin Türkmen -Uşak ,
Erol Fincancıoğlu – Ankara , Rafet Gülay -Bursa Mustafa Narcı -Ankara , Ergin
Dersan – Motor Ticaret, İsmail Birteksöz- Motor Ticaret , Sezen Yenli – Motor Ticaret , Burhan Ercan- İstanbul , Hüseyin Kılıç- İstanbul,
Ekşili Ahmet Aktaş - Antalya ,
Ali Faruk Karakaş - Nevşehir, Hasan Meydanlı - Kocaeli , Nazif Kosif – Samsun ,Kemal Özçelik - İstanbul , Osman Fikret Turan - Bergama ,Mehmet Kolukısa - Kayseri , Ertaç Atak – İstanbul, Hamza Sancaklı – Balıkesir,
Necati Salgın- İstanbul , Teyfik Demirelli – İstanbul , Mustafa Efeoğlu –
İstanbul , Ahmet Karakaya – İzmir , Suat
Yaprakdal – Ankara , Tanju Taş – Ankara, Ateş Tezel - İzmir , Hüsamettin Sertel - Denizli , İsmail Demirboğa - Ankara , Cumali Alkan - Malatya , Mehmet Uçarok - Konya , Şükrü Arık - Diyarbakır , Hakan Şişman - Bursa , Adnan Sarıoğlu - İstanbul , Mehmet Öz- İstanbul , Vural Şale - İstanbul, Suat Sarıoğlu - Kayseri , Hüseyin Dönmez - Kocaeli....
Hepsini
rahmetle anıyorum. Mekanları Cennet
olsun. Hepsinin bende yeri ayrıdır , ortak anılarımız olmuştur.
Ahmet
Keleş , Nihat Şahsuvaroğlu, Ersin Eresin iş yapış tarzları olarak en etkilendiğim bayiler oldular.
Ayrımcılık
yapmak istemem ancak Hamit Öz- Bekir İnan , Erhan Hazinedar , Mehmet Ekemen , Metin
Tuğan, Cabbar Aceroğlu, Ali Uçar, Emin Türkmen, Recep Eraslan ,
Mustafa Saçar , İlhan Ersan , Tekin Antepli , M.Özcan Gürbüzer ,Tayyar Batmaz
,Ali Karakaş ile çok iyi ilişkiler
kurduk. Ender Kayan, Erol Tuna , Uğur Doğaner , Osman Ovalı , Halil Yılmaz ,
Murat Metiner ,Muammer Cindilli , Erhan Akgün , Mustafa Ünal , İsmail Bilal ,
Osman- Ramazan Muslubaş , İlyas Arslan ,
Faruk – Kubilay Doğan, Hüseyin – Salih –Ali - Hasan Atılgan ve diğerleri......
Kurduğum
ilk Cargo servisi Adana Dizel – İş’in iflası beni çok üzmüştür. Halbuki
ortaklar Malik Karaaslan ve Necip Yıldırım ne kadar iyi arkadaştılar.
Bazı
bayi ve servislerin ticari ömürleri uzun olmadı. Çeşitli
nedenlerden dolayı ya başka iş kollarına yöneldiler yada ticaretlerini
sonlandırdılar. Eresinler, Bozkurt ,
Erişkenler, Duğles, İnanöz , Doğan , Işıldar,
Gürüz , Adım , Kılıçaslan , Dikmenler Ford ile olan faaliyetlerini malesef
devam edemediler.
2006
Yılında yaşadığımız Roma kazası malesef en acı gecem oldu. Çok sevdiğim
bayilerimizi kaybettik. Teşkilat için büyük bir yıkım oldu. Yıllarca kötü
psikolojiyi üzerimizden atamadık. Nur içinde yatsınlar.
Amerika,
Avrupa, Afrika,Uzak Doğu, Hint Okyanusunda eğitim ve işle ilgili bulundum. Dünyayı
, Türkiye ve Türk insanını tanıdım.
Amerikalı
, Hollandalı, İspanyol danışmanlarla yaptığımız projeler sonrasında CCVP de aldığımız ülke birinciliği bana hem işi
yapabilme yetkinliği hemde yüksek moral
verdi. Proje yöneticisi olarak Johannesburg’da
yüzlerce Ford bayisine konuşma
yaptığım gece çok gurur vericiydi.
Bir
çok ödül aldım ancak benim için en önemli ödül birlikte çalıştığım
arkadaşlardan gördüğüm yakınlık ve saygı oldu. Onların gözünde ışığı
yakaladığımda dünyanın en mutlu yöneticisi olduğumu söyleyebilirim. Son iki yıl çalışanların en çok mutlu olduğu bölüm olmak bunun göstergesi oldu.
İşini
evin ve yuvan gibi görebilmek.....
Eski
bir genel müdürüm emekliliğinde şu sözleri söylemişti ;
‘’ Bu şirkette uzun
yıllar kendi şirketim gibi çalıştım , böyle hissettim. Ancak ilginç olan
şirketin asıl sahipleri bu kurumun benim olmadığını asla hissettirmediler ’’ sahiplenme felsefesini şirketlerin her bölümüne , her bireyine
indirgemek gerekir.
Ben
hep kendi masamın , bölümün , projenin
sahibi olmaya çalıştım. Günümüzde sahiplenme biraz zayıfladı bu nedenle
sorunlar çıkmaya başladı. Ümit ederim çalışanlara biraz daha inisiyatif kullanabilme,
daha yaratıcı olma fırsatı yaratılır.
Kadrolar
gençleşince çalışanlar arasında nesil farkı oluşuyor. Aslında nesil farkı çok
sorun degil. Yeniler sisteme yeterince oryante edilemiyor , tecrübelilerde
yeterince moral ve çalışma aşkı bulamayınca
hatlar kopuyor ve işi yapmakta zorlanıyorsunuz.
Can
Kıraç beyin sözünü kullanmakta yarar görüyorum.
Yöneticiler ,
tecrübeli çalışanlarını kendine rakip değil , rehber görmeliler.
İşi
işkence yerine zevke dönüştürmek
elimizde. Zaten çalışma keyifli birşey olsaydı üzerine para vermezlerdi. Hüner o
gözlerde ışığı çaktırabilmek.
Liderlik
için ilk şart rol model oluşturmak . Gerçek liderleri çalışma hayatımda nadiren görebildim ancak gerçek liderlerle çalıştığınızda inanın tadından
yenmiyor.
Liderlik
konusunda kendimi geliştirmek istiyorum
diyenler öyle çok uzaklara gidip Matsui , Welch, Sun Tzu’yu aramaya
kalkmasınlar. Çok daha yakınlarda yön gösteren ;
·
Vehbi Koç
(Hayat hikayem , Hatıralarım- görüşlerim- Ögütlerim) ,
·
Bernar Nahum (Koç’ ta 44 yılım) ,
·
Can Kıraç (Anılarımla patronum Vehbi Koç)
·
Erol Toy (İmparator),
·
Yılmaz Çetiner (Otomobilin Öyküsü )
kitaplarını okusunlar ki gerçek hayat , gerçek liderlik için bilgi sahibi olup
uygulama alanı bulabilirler.
Malesef bu kitapların basımı yok. Birisi
iyilik yapıp Milliyet yayınlarından bastırması gerekiyor ki karanlıkta
kaybolmasınlar.
Erdoğan
Gönül , Melih Koral, Macit Akman , Gökçe Bayındır, Wylie Barnett , Ali İhsan İlkbahar , Mark Shulz ,Turgay
Durak , Mike Flewitt , Nuri Otay ,
Haydar Yenigün, Cenk Çimen etkileyici üst yöneticilerim oldular. Birde Texas’lı John
Trautmann’ı unutmamak gerekir. Kovboy çizmeleri , geniş kemer tokası ile sunuş
yapma uzmanıydı. Tek slayt ile vermek istediğini anlatma tekniğini ondan
öğrendim.
Metin
Akarsu , Mehmet Tosun , Tuncay Selçuk , Ersen Tanyar , Engin İzet ,Hasan Rosti , Hasan Karayel , Metin
Yılmaz , Kutlay Aksoy, Fevzi Ülger, Sedat Durdurul ,Can Gürocak , Saim
Kemahlığil, Salih Öztelcan ,Ertunfa Bilgiç, Semih Ölçer , Cevat İliriş , Gökhan Arıkan, Atilla Argat, Ateş
Ayberk , Kerem Orhan ,Ömer Öztürk , Lütfi Anlayışlı , Muammer Terzi, Murat Erem
,Tayyar Şenyener , Sami Kurtul ,Vedat Uygun , Mertkan Akay, Mustafa Yılmaz,
Mete Aydın, Aydın Bahran , Erkan Asrak , Uğur Sacır , Atilla Çaylak , Nüvit
Erkut, Tolga Büyükkebabçı , Nilay Duru , Aslı Gülçür , Ece Akman , Hayriye
Karadeniz, Dilek Aktaş , İlker Ünal , Necdet İnci, Hikmet Akman , Bülent Yenli
,Ramazan Tan ,Ekrem, Kürşat Gürbüzer , Murat Taşkın, Kutlay Aksoy ,Güven Şensoy
, Engin Arısoy ,Bülent Deniz , Ahmet Aslanbaş ,Medeni Karpat , Teoman Çarpan ,
Semih Özgök, Serhan Eren, Sevda Çakar , Serap Barışkaner ,Aylin Tutulmazay ,Didem Altınbaş , Kaya
Çoşkun ,Seval Özdemir , Esra Bulman Gülmen , Şevda Mollaoğlu ,Faik Kuter, Funda
Korkut , İnan Ekici ,Yalçın Arsan , Mine Türksoy ,Gürsel Ar , Hilmi Ürkün,
Tolga Oğuz , Haluk Özmutlu , Pınar Güngör ,Özlem Kökten , Mehmet Ali Ceceli ,
Ali Tursan, Şahap Göker ,Sinan Sarı , Serhan Şen ,Emrah Duman , Oğuz Pekbay ,
Zeki Yasan, Ertunç Akman, Cen Ekin, Kadir Ader ,Timur Doğu, Soner Enginkalp, Ali Rıza Aslaner ,Hüseyin
Oktay ,Mine Sözenoğlu , Hakan Kayalık ,Tuğrul Denizaşan, Mustafa Özcan , Nil
Şenler , Handan Oktay , Kemalettin Fertan, Nazım Ural ,Nil Şenler ,Emre Töksöz,
Deniz Karaoğlu , Zeki Yasan , Sadık Baltaoğlu , Ahmet Şatıroğlu ,Murat Tursun ,
Sinan Kayhan , Serdar Kayhan , Mustafa Çeviker, Dursun Akan, Cengiz Döker,
Özgür Naci Bulut ,Cem Daştan, Umur Aker , Hayriye Karadeniz , Bahadır Akın ,Tibet Soysal , Hakan Erünsal ,Tuncay
Özer , Ersoy Kara ,Hakan Turhan , Şafak Güneş , Murat Kılınç , Burak San ,
Barış Karakaş , Volkan Ulusan , Gürol Tandoğan , Emine Çoşkun ,Berk Mumcu,Deniz Durmaz , Burak
Hoşgören ve diğerleri uzun yıllar birlikte çalıştığım
kişiler oldular.
Son
dönemde bir çok kişiyle çalıştık. Yönetimde Aykut Özüner ,Özgür Yücetürk ve Serhan Turfan
oldular. Yolları açık olsun.
Firma
çalışanlarını tek tek sayamam . Yaklaşık 800 kişi ile çalıştım. Ancak birlikte
çalıştığım ve hala çalışan kişileri es
geçemem .
Sahadan Recai Işıktaş
,Taner Beştek , Metin Özorpak , Gülşen Güven ,Zeki Çoban , Gonca Sofuoğlu. Müşteri
İlişkilerden Pinar Ercan Tursun , Gülten Eliyürekli , Mustafa Kükner,
Volkan Aydın, Sevtap Keskin, Ayhan Karabulut. Eğitimden Soley Sezgin , Barlas Erkan, Filiz Sargın, Efkan
Güçvardar, Pelin Topçu, Hüseyin İlhan , Adil Çetin , Orhan Ünal , Tekin Gürsoy
, Bektaş Yücel ,Yasemin Kökten , Harun Erkut ,Gizem Yalamanoğlu , Ali Kuzu, çay görevlimiz
Sevgi , temizlik görevlimiz Ahmet Güden. Birde şirketten bir şekilde ayrılanlar var . Onlarıda
gönlümüzdeki yerlerinde yaşatırız. Onlarla da çok güzel ilişkiler yaşadık.
Hepsine teşekkür ederim.
Burada
isimlerini yazma imkanı bulamayacağım adedi onbinleri bulan bayilerimiz ,
servislerimiz ,yedek parçacılarımız , bayi müdürlerimiz , BMIS ‘ ler ,danışmanlar
, uzmanlar , teknisyenler. . Sizlere
bana verdiğiniz destekten dolayı gönül borcum var. Hepinize çok teşekkürler..
Yıllarca
iş yaptığım imalatçı , danışman ,reklamcı ,organizatör ,tamirci , yazılımcı
gibi paydaşlarım. Sizlere de selam olsun.
Ford Otosan'da çalışmak kıymetini bilenler için tatlı bir rüyadır. Ben bu rüyayı gördüm. Bana bu rüyayı yaşatan Ford ve Koç ailelerine de şükran duygularımı ifade etmek isterim.
Daha
fazla detaya girmek, anı anlatmak
istemiyorum.
Sağolsun
arkadaşlar bir ödev verdiler. Ford teşkilatının son 25 yılının fotorafını
çekecek bir kitap yazmak. Ne dersiniz sizce başarabilirmiyiz ? Çeyrek yüzyılda
bayiler, servisler , yedek parçacılar, çalışanlar, yöreler, yemekler, içecekler
, adetler, krizler, efsaneler . Zaman zaman tarihi yaşayanlardan destek almam
gerekecek. İlginç olabilir .... Herkesin kendinden birşeyler bulabileceği ....
Bana
gelince yıllarca eğitimler aldım ,önemli projeler yürüttüm , tecrübe ve görgü
sahibi oldum. İyi yetişmiş her insan gibi bu memlekete borcum var. Kolay kolay
sahneyi terk etmeye niyetim yok. Emekli olduğuma bakmadan mutlaka arz – talep dengesi içinde kendime
bir alternatif bulup, sisteme katkı
yapmaya çalışacağım.
Her
zaman olduğu gibi kendime olan inancım tamdır. Başarılı olmak için eğitildim,
yetiştirildim.
Ünlü
şairin dizelerindeki gibi ;
Başımla
gönlümü edemedim eş
Biri
yüz yaşında biri yirmi beş
Başım
dedi dinlen,gönlüm dedi koş
Başım dedi durul, gönlüm
dedi çoş
Celal Sahir
Sonuçta bütün amaç hoş sada yaratmaktır.
Bir dönemdi yaşandı ve bitti....
Hatıralarımı
bavuluma doldurup gidiyorum , çünkü çantaya sığmayacak kadar çok.
Ben giderim adım kalır,
dostlar beni hatırlasın.
Aşık
Veysel
Hoşcakalın . Hakkınızı
helal edin. Allah’a emanet olun.
Saygılarımla