Atatürk Havaalanı’nın
eski ismi Yeşilköy’dü. Sabah saatleri
yoğun olan ,önünde ufacık otoparkı ile henüz uluslararası hüviyeti olmayan havaaalanı.
Trafik çok yoğun olmadığı için uçuştan 30 dakika önce gelir
, acele ile aracı parkeder ,emniyetten geçerek , kontuara ulaşırdık. Bu sıkışık
uçuş zamanlamasında sadece bir kez uçağı kaçırdım. Bir saat sonraki Ankara
uçağına bindim , sorun olmadı..
Uçak arkadaşlığı ise bambaşka bir keyifti. Yanında oturanı
tanımak , çeşitli konularda sohbet etmek gerçekten farklıydı. Hani birde
şansınıza yanınıza güzel bir kız düşmüşse o seyahat göz açıp kapayana kadar
biterdi.
Son yıllarda uçak arkadaşlığı , sohbetler bitti kimse kimsenin yüzüne bakmıyor. Günaydın
bile diyen yok... Bende soğuklaştım artık muhabbet olmuyor..
Geçenlerde İstanbul Metro’sunda yaşlı bir dedeye rastladım..
Elinde bastonu ile zor yürüyordu. Üzerinde
kalın paltosu , kafasında şapkasıyla belli ki köy kökenliydi.
Yanıma oturdu. Sirkeci’ye gidecekmiş...
Rahmetli babama benzettim amcayı.. Konuşayım istedim...
Amca kaç yaşındasın ?
Seksen beş...
Nerelisin amca ?
Muş’luyum..
Zengök Oteli bilirmisin ? Hani Sakık’ların olan , rüzgarda
cam ,çerçevenin sallandığı ?
Yok oğul , ben
Bulanık’lıyım..
İstanbul’a misafirliğemi geldin ? Çoluk çoçuk ?
Yok oğul , atmış yıl
oldu geleli . İnşaatlarda çalıştım. Ondört çocuğum var. Onlarda inşaatlarda
çalışıyorlar..
Torun varmı ,torun ?
Yüzden fazla
diyorlar. Her çocuktan sekiz –on torun
var..
Peki sen hepsini tanıyormusun bunların ?
Yok be oğul
.Çocukların bile ismini unutuyorum.
Torunları bazen getiriyorlar , bu adam dedeniz diyorlar..
Şimdilerde bir çoban
bir koyun hikayesidir gidiyor...
Yok koyunun oyu eşit değilmiş falan filan..
Kardeşim , oy verenin
ne kabahati var , kim daha güzel mesaj veriyorsa ona veriyor...
Kardeşim , oy isteyenin ne kabahati var , oy istiyorsa kendi
için istiyor.Vatandaşın oyunu zorla mı alıyorlar ?
Otuz yıl önce şehirli
- köylü oranı % 30 - 70 ken bugün il ve ilçelerde yaşama oran %
92 -8 oldu. Sözün kısası yerleşim yerleri köyler yerine şehirler oldu...
O zaman hedef il ve
ilçeler.
Seçmenler ise köyden şehire göçen insanlar oldu..
Yaşlı dede ve geniş ailesine hizmet verenin oyu alacağı açıktır..
O zaman hedef yaşlı
amca ve geniş ailesi..
Bimetal malzeme nasıl ki ısıya doğru yönlenirsa , oy
vereceklerin kaygısı ise kendine sağlanacak menfaattir... Bir anlamda güneşe yakın olan ısınıyor...
Belediyecilik hizmetleri vatandaşı ısıtacak en önemli enstrümanlardan birisi...
Kim fazlasını verirse oyu alıyor..
Belediyecilik AKP 'nin iyi yaptığı işlerden.. CHP nin ise başarılı
olduğu yer Eskişehir ile sınırlı..
Halkın CHP ye büyük
destek verdiği Şişli’de kavgalar ,çekişmeler durulmadı . Beşiktaş belediye
başkanını neredeyse partiden atıyorlar .
Ataşehir ‘de katma değer oluşmadı . Kadıköy belediye başkanı sönük kaldı...
Neden daha etkili yöneticiler seçilmedi ?
Bu kadar olumsuzluklar yaşanmasına rağmen AKP hala ayakta.
Bunun en büyük nedeni belediye işleri .
O zaman CHP olarak siz çok daha başarılı olmak
zorundasınız..
Sonuç olarak halkın beklentileri ve referanslar iktidara
gelecek olanı belirler..
Armut piş , ağzıma düş.... Herşeyi hazır beklemeyelim.
No pain , no gain...