Oldum olası spor otomobillere ilgi duymamışımdır. Özellikle eğitim seviyesi
düşük ülkelerde spor otomobiller
genellikle araç değil amaç olarak kullanılmıştır.
Ya sosyal statü olarak yada geniş olmayan caddelerimizde
bol zigzaglar yaparak yarış aracı olarak kullanılmıştır.
Bu araçların dizayn edildiği ve üretildiği ülkeler olan
Almanya, İtalya , Amerika gibi ülkelerde spor otomobiller ya kişiliklerinin bir parçası veya ailenin
kullanımında kullanılmışlardır.
Özellikle petrol zengini sonradan görme ülkelerin
prensleri, zenginleri bu ülkelerdeki spor otomobil terbiyeside bozmuşlardır. Yurtdışında
bu araçların özellikle Arap gençleri tarafından kız tavlama aracı olduğuna çok kez şahit olmuşumdur.
Spor otomobilleri sevmemenin diğer nedeni gençlik
arkadaşımız Kahveci Erdoğan'ın arkadaşları ile birlikte Mustang arabasıyla Silivri yakınlarında geçirdikleri kaza
sonucunda vefat etmesidir. Rahmetli de yollarda atraksiyon yapmayı , hızlı
araba kullanmayı çok severdi. Hızlı yaşadı , genç öldü....
Mustang imalatına 1964 yılında Amerika'da başlanmış ve
dokuz milyon adet satılmış. Benim gençliğimde Mustang çok popülerdi. Ülkede çok
sayıda Mustang vardı.
Hatırladığım kadarı ile
1996 veya 1997 yılında çalıştığım
şirketin yetkilileri nasıl olsa talep
olur, satarız diyerek Mustang otomobili
ülkeye getirelim demişlerdi. Satış sonrası için tedbirler alınmış , iki arkadaşımız
Amerika'ya gidip eğitim almışlardı. Bilgi, tamir için kullanılacak özel aletler
ve yedek parça bolca getirilip sadece Mustang satacak bayilere dağıtım
yapılmıştı. Ancak araç yeterli talebi görmedi ve sonradan gelen ekonomik krizle
birlikte ithalat iptal edildi. Yani pazar aracı satın almadı.
Bugünlerde Mustang tekrar gündeme geldi. 2015 Otoshow'un
en güzel parçalarından biri oldu.
Ülkemizde şartlar değişti. Günden güne ortaya konan , geliştirilen
satış ve satış sonrası stratejileri ile daha başarılı araç satma olanakları
aranacaktır. Siyasi ve ekonomik gelişmelerle zenginleşen bir kitle oluştu. Bu
önemli satış için bir alternatif olacaktır.
Mustang pazara hayırlı , uğurlu olsun...
Spor otomobil deyince aklıma bir anda yıllar önce Vittorio
De Sica 'nın yönettiği başrollerini Sophia Loren ve Marcello Mastroianni’ nin oynadığı
İtalyan usulu aşk filminin bir
sahnesi aklıma geldi ;
Sophia Loren üstü açık spor arabasında Capri adasının
tepelerine inşa edilen virajlı otoyolda sahile doğru hızla inerken rüzgardan korunmak için taktığı
eşarbın dalgalanması hafızamda yer almış ....
Düşünün benzer şekilde Uludağ'ın eteklerine inen
yol ve üstü açık spor otomobil.
İçinde peçesi , cübbesi ile Türk ailesi...
Esen rüzgar ve
hızla yokuş aşağı inen spor otomobil
....
İlginç bir görüntü olur değil mi ?
Büyüklerimize göre
demokraside çok yol aldık. Demokrasiye saygımız var kabulleniyoruz , içselleştiriyoruz.
Bazı büyüklerimizin dediği gibi yaratandan dolayı
yaratılanı seviyoruz. Ayrımcılık yapamayız , yapmamalıyız.
Dediğim gibi film
ve çocukluğum gözlerimin önüne geldi. Hayat zaten bir film değil mi ?
Büyüklerimiz haklı....
Nereden
nereye......
www.okanyasan.blogspot.com
www.okanyasan.com