31 Mayıs 2016 Salı

BİR DİPLOMA HİKAYESİ






Sayın RTE’ nin diploması konusu çok sorgulanır konuma geldi.
Aslında çok sorgulanacak birşey değil. Çıkartırsın diplomayı gösterirsin olur biter ancak gösterilmiyorsa merak eden üniversite arsivine girer bakar öğrenir. Bizde öyle olmuyor. Giremiyorsun çünkü engellenmiş..
Resmi olarak ortaya konulmuyorsa o zaman dedikodular başlıyor ,yalan yanlış ifadeler oluşuyor .
Sonuçta devletin en üst mevkisi popülerdir en azından Tarkan’ın evlenmesi , Murat Boz’un sevgilisi , Bülent Ersoy’un aşkları , Reza Zarraf’ın hikayesi kadar popülerdir. Kamunun ilgisini çeker…
Dediğim gibi açıklama olmayınca rivayetler oluşuyor. Bazıları doğru , bazıları yalan yanlış olabilyor.
Bende bir uydurma yapayım bakalım ne kadar inanacaksınız.
Bugünden 40 yıl önce İstanbul küçük ,mahalleler eski, insanlar birbirini tanıyor. Hele spor yapıyorsanız , futbol oynuyorsanız bir bilinirlik oluyor..
Siz futbolcu , o futbolcu ister istemez yakınlaşma oluyor..
Ortak arkadaşlarımız var.. İETT takımını takip ediyoruz..
İyi futbolcuları , rakiplerimizi tanımaya çalışıyoruz ..
İsimleri tek tek saymayayım (bazıları facebook arkadaşım reklam olmasın şimdi)
Futbol oynuyoruz….
RTE iyi futbolcu…. Futbol konusunda da popüler ..
Soruyoruz RTE ne yapıyor ?
Siyasete soyunmuş gençlik kollarında görev yapıyor..
Namazında niyazında , hiç aksatmaz…
BirdeİTİA ‘da okuyor. (Sultanahmet İktisadi Ticari İlimler Akademisi)
O zamanlar Akademiler var, gençler orada eğitim alıyorlar..
Sultanahmet ITIA çok daha önceleri cezaevi olarak kullanılmıştı.Hatta Oliver Stone’nun çektiği Türkiye’yi kötüleyen uyuşturucu kaçakcısı Billy Hayes’in hikayesi olan Geceyarısı ekpresi Sultanahmet hapishanesinde geçenleri konu eder. Neyse orası önce otel sonra Marmara Üniversite’si Rektörlüğü oldu sanırım.
Buraya kadar birşey yok… Sonrası biraz garip…
Üniversiteler kanunu 1982 yılı itibariyle değişti…
Örneğin aynı dönemin insanlarıyız. Bende akademide okudum..
Çalışkan öğrenci olarak Haziran 1982 okulu bitirdim. Diplomayı Eylül 1982 de verdiler.Diplomanın üzerinde İDMMA yazıyordu. Yani henüz Üniversiteleşme olmamıştı.
Benden bir dönem sonra mezun olan devrelerim Yıldız Üniversitesi olarak diploma aldılar…
Özetlersek RTE beyin 1981 Subat mezunu olarak Marmara Üniversitesi diploması olması mümkün gözükmüyor..
Geriye iki alternatif kalıyor birincisi ; RTE 1981 de mezun oldu fakat diplomayı almadı. Yıllar sonra gidip diploma istedi kendisine Marmara Üniversitesi olarak diploma verdiler. Olabilir mi ? Olabilir… Zaten eğer orijinali buysa diploma çok yeni duruyor, bizimkiler 40 yılda iyi sakladığımız halde eskidi.
İkincisi ; RTE bey ITIA da okudu ancak bitiremedi.. Diploma sahte.
Diploma sahte olursa RTE beyin yedeksubay olarak yaptığı askerlikte yalan oluyor… Cumdurbaşkanlığı da yalan oluyor..
Ne yalan söyleyeyim aklıma kuşkular gelmiyor değil..
En doğrusu ne ?
RTE olarak çıkar doğruları söyler ,herkesin ağzını kapatırsın..
Bir cumhurbaşkanı , hemde müslüman cumhurbaşkanı olarak RTE beye inanmayacağız da kime inanacağız ?
Haydi sayın cumhurbaşkanım çık konuş…
Senin hakkında konuşanları , çekemeyenleri , iftira atanları , fırtına kopartmaya kalkanları utandır…..
Haydi görelim seni ….
Demokrasi dürüstlük ,şeffaflık üzerine üzerine kurulmuştur..
Gerçek nasıl olsa ortaya çıkar..
Eskilerin tabiriyle ” Yalancının mumu yatsıya kadar yanar ”
Haydi açıkla…. Sana oy veren insanları , seni o mevkiye taşıyan insanları gururlandır….

8 Mayıs 2016 Pazar

ÇALIŞIRKEN EĞLENMEK , EĞLENİRKEN ÇALIŞMAK






İki günlük Karadeniz gezisi çok iyi geldi.

İş yerimde bir yönetici arkadaşım beni yakından tanıyınca şu soruyu sordu ;                                      
 '' Abi yaşadığın bu kadar çeşitlilik arasında çalışmaya ne zaman buldun ? ''

Zaten amaç o değilmidir ?

Çalışırken eğlenmek , eğlenirken çalışmak...

Hem eğlendik ,hem çalıştık hem de iş hayatında kalıcı bir şeyler ürettik. Bunu ben söylemiyorum ,beni tanıyanlar söylüyor..
Ben onların yalancısıyım... Aksini iddia edenler varsa onu da bilelim ... doğruysa bilelim eyvallah diyelim.. Kabul edelim.. Öz eleştiri yapalım.. Rekabet dünyasında yerimizi alalım...

Neyse ,iki günde Trabzon - Hopa - Samsun hattında dolaşıp , gezip , eski dostlarla buluşup , ziyaretlerimizi yaptık bu arada fırsat bulup iş yaptık tabiki .. Güzel ilişkiler kurup , fırsatları araştırdık. Mutlaka katma değer çıkacaktır..
Gündüz iş , akşam ziyaret oldu bizimkisi..

Bu aralar pek sesi sedası çıkmıyor ama usta gazeteci Yavuz Donat gibi izlenimlerimi aktarmakta kamuoyu bilinçlemdirmesi açısından yarar var..
Bölgede iyi ve kötü gelişmeler var....

Örneğin doğu Karadeniz tarafında özellikle Trabzon'da çok sayıda otel yapılmış . Demek ki bölge de ticari ve turizm açısından gelişme bekleniyor bu olumlu ancak turizm ülkede olumlu gitmiyor , Karadeniz'de zorlanacaktır. Öz sermaye yapısı uygun olmayanları tehlike bekliyor. Otel fiyatları çok pahalı. Turizm ,ticaret için bu otelleri besleyecek potansiyel yok gözüküyor. İnşallah dediğimizin tersi olur.

İçini bilmiyorum ancak çok güzel Devlet hastaneleri yapmışlar. Beş yıldız gibi.. Akçaabat ,Ünye örnekleri ..

Karadeniz otoyolu boylu boyunca gidiyor ancak siz gidemiyorsunuz. Otoyol meskun mahallerden geçtiği için her yerde limit 60 -70 -80 km. Yurtdışında görmediğimiz trafik önlemleri var. Abartılı diyebilirim ,ancak önlemler ve cezalar Karadeniz insanında trafik kültürü getirmiş. Kurala uymadan gitmek yok. Ruyada görsem inanmazdım. Darısı diğer illerin başına..

Ordu'ya yatırım yapılmış.. Zaten güzel şehirdi ,daha da güzelleşmiş...

Yol boyunca estetik olarak güzel evler ,siteler yapılmış ... Tabi ki klasik , düzensiz Karadeniz evleri bolca mevcut...

Klasik pide , fasülye , pilav, sütlaç gene aynı tadında. Müthiş..

Mevsim nedeniyle doğal yemekler var kiraz tuzlama , diken ,sarma .Her yerde yiyemezsiniz....

Balık sizlere ömür.... Bilinçsiz avlanma , mevsim ve havanın fırtınalı olması nedeniyle bir miktar mezgit , biraz da ufak tekir.. Fiyatlar pahalı.... zaten balık yok..
Üsküdar pazarı İstavrit 30 TL , hamsı 15 TL , sarı kanat 70 TL daha ne bekliyoruz ki balık finito...

Doğu Karadeniz'de kadınların giydiği yöresel peştemal kiyafetini göremedim , belki dağlık yerlerde vardır ,ben göremedim. Yerini pek zevkli olmayan günün modası uzun , kapalı elbiseler almış. Modacı değilim ancak bana çok estetik gelmiyor... Halbuki pestemal , başlardaki örtü çok güzeldir... Kapalılıksa kapalılık.. Neden yöreselliğimizden , gelenekselliğimizden vaz geçiyoruz ?
Almanya Bavyera'da çoğu kişi geleneksel kiyafeti ile dolaşır bunu da gurur ve onur meselesi yapar... Bence peştemala devam..

Ticaret durgun , ödemeler çok ciddi sorun....İnsanlar mutsuz..

AKP li dostların üzüleceği haber ise bölgede rüzgar tersine esmeye başlamış. Kime kulak misafiri olduydam AKP nin aleyhinde konuşuyor. Anlaşılan beklentiler ve son gelişmeler insanlarda fikir değişikliği yaratmaya başlamış...Hayırlısı..

Kısa yazayım dedim ancak gene yapamadım..

Dostlarla buluşmak güzel , güzel Karadeniz'i gezmek güzel , kendimi güncellemek güzel , gördüklerimi sizlerle paylaşmak çok daha güzel....