Yemekte bir arkadaşım aniden soru yöneltti ;
Sezeryan ve kürtaj hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Alın size on puanlık baraj sorusu. Çok bildiğim bir konu değil. Hazırlıksız yakalandım, cevap veremedim. Bu konuda konuşmaya kendimi yetkili saymadım.
Eğer bu bir sıkıntı ise konuşması gerekenler kadınlar olmalı diye düşündüm.
Ortaokulda okurken Ömer Koç isimli İngilizce hocamız vardı. Kendisi avukat olmasına karşın okulda part time ders verirdi. Çok yakışıklı , şık giyinen, iyi yetişmiş bir kişiydi.
Hiç unutmuyorum ‘’Anne olmak, baba olmak gerçekten çok önemlidir . Bu duyguları yaşayan ancak anlayabilir ‘’demişti.
Baba olmayı anlayabildim . Canlıyı taşımak ve doğurmanın bir anne için ne kadar inanılmaz duygu olduğunu ancak tahmin edebilirim.
Hiç bir anne adayının isteyerek yavrusuna zarar vermeyi istemez diye düşünerek eve gittim.
Akşam televizyonu açtığımda ne göreyim ?
Doktoru ,avukatı, sosyoloğu, psikoloğu, kadını ,erkeği, bileni, bilmeyeni konu hakkında yorum yapıyor. Meğer ne kadar meraklısı varmış dedim ve bende yazayım dedim.
Malum köşemizin ismi Düşünenlerin Düşüncesi olunca eksik kalmak doğru olmaz.
Herhangi konuyu değerlendirirken genel olarak teknik ve ticari olarak bakma alışkanlığım vardır. Teknik yönü nedir ? Ticari olarak fayda yaratıyor mu?
Teknik olarak baktığımızda gerek kürtaj gerekse sezeryan günümüzde sıkça kullanılan ve resmi ellerde daha az riskli yöntemler.
Sezeryan için aynı şeyi söyleyemem ancak kimse durduk yerde kürtaj olmak istemez. Mutlaka istenmeyen bir durum oluşmuştur. Ceninin yaşam özelliği taşıması , kürtajın yapılma periyodu tartışmalı bir konu o nedenle birçok dinde yasak kapsamına alınıyor. İstatistiki olarak normal doğuma göre daha az riskli.
Ticari olarak değerlendirmemizde ise ekonomik, sosyolojik, psikolojik, hukuksal konular mevcut.
Kadın doğum sancısı çekmek istemiyor. Al narkozu uyandığında çocuğun elinde.
Doktor devamlı servis vermek istemiyor. Karım doğuruyor doktor koş gel !!!
Zor bir durum. Onunda evi , karısı, çocuğu ve özel hayatı var.
Her özel hastane maliyet nedeniyle 24 saat kadın doğum uzmanı bulundurmak istemiyor.
Operasyon olması nedeniyle sezeryan metodu hastaneler için daha kazançlı .
Zeynep Kamil , Haseki gibi doğum konusunda uzman devlet hastanelerimizin sayısı az, o da işin başka tarafı.
Annem doğum yaklaşırken Haseki Hastanesi’nden kaçmış. Ortaköy’deki evimizde ebe yardımıyla doğmuşum. Her canlı doğumunda risk var ancak milyarlar örneğinde olduğu gibi normal doğumun başarılı örnekleri çok.
Sezeryanı yasaklarsan parası olan yurtdışına gider doğurur, zaten yapıyorlar .
Kürtajı yasaklarsan kadınlar ise merdiven altına teslim olur. Eski yıllarda yaşamıştık zararı görüldüğü için kanun çıkmıştı, şimdi geri dönmenin anlamı yok.
Nüfus planlaması çok önemli bir taraftan doğum oranının artması büyümeyi azaltıyor. Diğer taraftan üremezsen orta ve uzun vadede oluşacak sosyal sorunları da düşünmek gerekir.
Nüfus artışının neredeyse sıfır olması ,yaşlanan nüfus, yavaşlayan ekonomi , sosyal destek programları bugün Avrupa ‘da yaşanan krizin temeli olarak uzmanlar tarafından gösteriliyor. Bu ülkelerde göçler nedeniyle ırklar karıştı. Çin kökenli İngiliz, Afrika kökenli Fransiz, Türk kökenli Alman kulağa yabancı gelmiyor. Artık İngiltere’de Mr and Mrs Brown’larla karşılaşmak çok kolay değil.
Şimdilik biz de benzer durum yok ancak 2030 sonrası için sorun haline gelecek deniliyor.
Büyük bir çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’de göçler nedeniyle dinsel etkilerin başka yere kayması mümkündür. Ancak göçmenleri bu ülkeye kabul ettiyseniz önemli olan onların hangi dine inandıkları değil, o kişilerin ülkeye uyumu beklenir.
Yıllar önce bir doğu ilimize gitmiştim. Şimdi rahmetli olan dostum kenti gezdirirken yeni yapılan onlarca ilkokul gerçekten dikkatimi çekmişti.
Batı illerinde ancak özel okullarda örneği olan mükemmel binaların hayırsever insanlarımız tarafından yapıldığını öğrendim. Bahçede yüzlerce çocuk oynuyorlardı . Güzel okullar ve eğitilmeye hazır çocuklar işin güzel yanı ancak bu işin bir de diğer tarafı var. Bazı çocukların abileri, babaları siyasi nedenlerle güvenlik güçlerine ve dostumun ticaret yaptığı binaya saldırmışlardı. Hem de bunu yapanlar dostumun dostları .
Binasına taş atılan , camları kırılan dostum yıllardır birlikte yaşamanın ,birbirini tanımanın, birbirlerini sevme ve saymanın verdiği hak ve cesaretle dostlarına haykırır.
Neden taş atıyorsunuz ? Paylaşamadığınız nedir? Siz bu şekilde çoğalırsanız zaten iktidar olur ülkeyi yönetirsiniz.
Başbakanın 3 çocuk yapın tavsiyesinin altında bu gerçekler yatabilir mi?
Kürtler , Aleviler ,dinciler gibi çok sayıda taraftara sahip etnik ve dinci toplulukların politikada yer almak istemeleri bu söylemin dışında değildir. Önümüzde BDP gibi etnik politika yaparak grup oluşturan partiler var.
İster misiniz defalarca şampiyon olduk, Avrupa’da başarılı olduk , tesisleri tamamladık, 20 milyon sıkı taraftarımız var yani başarılıyız , yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır diyen Fenerbahçe yöneticileri Fener Partisi adı altında yeni bir parti kurarak politika yapmaya çalışsınlar.
Oy alma şansı olabilir mi?
Saçmalama demeyin. Halkı boş vaat ve hediye ile kandıran Uzan % 7-8 oy almadı mı?
Antepliler baklavası ile öğünürler, her fırsatta reklamını yaparlar.
İmam Çağdaş , Güllüoğlu ürünleri özellikle kilo derdi olmayanlar için gerçekten pek hoştur.
Ustalar lezzeti bir çok nedene bağlarlar.Yufka çok ince açılır, fıstığı özeldir, yağı Urfa’dan gelir, şekeri emdirilir vs.
Usta ‘’ ben yufkayı o kadar ince açıyorum ki karşıdan baktığında gazete okursun’’ diyerek gurur duyar. İyi güzel de, ben sonradan göurme olarak baklavanın bütününe bakarım. Ağızda bıraktığı tad , kıtırlık benim için önemlidir.
Yufkayı ince açma bir hünerse, Urfa yağı güzelse onu kullanmaya devam et, o senin avantajın .
Ben imalatta yufkayı görmüyorum ki .Görsem de bulanık olarak karşı tarafa bakmak istemem. Zaten gözlerim eskisi kadar iyi görmüyor. Ben baklavayı lop diye mideye indirmeyi bilirim. Tadı kötüyse yağı, şekeri yani birşeyleri eksiktir yada baklavanın altı kızarmadan ateşten almışsındır.
Rahmetli Erbakan hoca kadayıf konusun da uzmandı şimdiki iktidar genelde baklava üzerinde çalışıyor.
Hükümetler genelde iyi yaptıkları işleri ön plana çıkartıyorlar. Yok efendim sağlığı iyi yaptım, ulaşımı iyi yaptım. Bunlar zaten olmazsa olmaz konular. Hukuku düzgün işletemiyorsan , ekonomiyi kötü idare ediyorsan, insan hakları ihlali yapıyorsan, etnik ayrımcılık yapıyorsan,fırsat eşitliği ihlali yapıyorsan , yandaşlarını kayırıyorsan mutlaka yönetimin için de bir şeyler eksiktir ve istediğin tadı bırakmaz.
Dileğimiz Türkiye’ yi idare eden ve edecek olan hükümetlerin çok başarılı olup , halka artı değerlerler katmasıdır.
Vatandaş olarak başka ne dileğimiz olabilir ?
Eski politikacılardan Talat Asal anılarını anlatmış:
Demokrasiyi kesintiye uğratacak bu gibi tehlikeler artık söz konusu değil. İhtilal tehditinin ortadan kaldırılması mevcut hükümetin yaptığı en önemli icraattır. Cesaretli , planlı belki de fazla planlı. Türkiye için bu korku bitmiştir yeterki sıra bende , vesayeti ben kullanmak istiyorum diyen başkaları çıkmasın.
Benim hükümetlerden beklentim memleketin önünü açacak büyük projeleri hayata geçirmektir. İnsan üzerinden politika yapıp teknik doğruyu ticari zarar hanesine getirmek doğru bir yöntem olmaz. İnsanları rahatsız edecek politikaların oluşturulması olumlu olarak değerlendirilmez.
Bakalım baklavanın faturası zamlı mı olacak zamsız mı olacak bunu zaman gösterecek.
Yaşı seksenlere yaklaşan bir amca doğumhanenin kapısında beklemektedir.
Doğumu gerçekleştiren doktor etrafa şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
İçerde doğum yapan kadın yakınınız mı?
Adam Evet,eşim.
Doktor Ama kadın 25 yaşlarında…
Adam Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?
Doktor Yoo, aklıma dedem geldi de.
Adam Nesi varmış dedenizin?
Doktor Kendisi av meraklısı idi. Sürekli ava çıkardı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık. Aman yapma dedeciğim, sen yaşlandın, ava gidemezsin . Kendisi israr etti ve hazırlandı .
Ne de olsa yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü…
Adam Olur mu, başkası vurmuştur onu.
Doktor Ben de onu diyeceğim de, nasıl denir beceremedim işte.
Şimdi size soruyorum !!
Yaşlı adam doktorla 7-8 ay önce karşılaşsaydı şimdi kürtajı yaptıralım , yaptırmayalım diye tartışma söz konusu olur muydu ?
Lütfen kadının işini kadına bırakalım..
Halka rağmen halk için politika üretmek kadayıfı altı kızarmadan yemeye benzer o da mideye iyi gelmez.