4 Şubat 2017 Cumartesi

VEZİR PARMAĞI




Gurur duyduğumuz yıllardı , çalıştığım firmanın savunuculuğunu yaptığı marka   10. yıl üstüste  otomotiv de en çok araç satan marka birinciliğini o yılda başka markaya kaptırmamıştı.

Çalışanlar , bayiler , müşteriler gibi bütün paydaşlar çok mutlu ve gururluydu...

Sağolsun pazarlama bölümünde çalışan arkadaşlar bir video yaparak bunu ölümsüzleştirelim istemişlerdi..

İçinde benim de olduğum 25 - 30 kişilik çalışan ve bayilerden oluşan grupla klip çekimi için önce bir ses daha sonrada çekim stüdyosunda buluştuk , keyifli anlar yaşadık..

Önceden belirlenen üzerine bizimde şarkı okumamız gerekiyordu.

Başarılı bir ürün yaratmak için birbiri ile uyumlu sesleri tanıma çok önemli olduğu halde yönetmen zahmet edip kişi ses tonlarının analizini yapmadan , aklına geldiği gibi insan seslerini oturtmaya kalkmıştı..

Az , çok bilirim bir tenorü alto ile birlikte okutmak çok zordur. Bir alto ile sopranonun okuyacağı ses perdeleri farklıdır hele hele otuz kişiye bir ses kaydı yapacaksanız iş daha zordur...

Malesef bu konuda en şanssızlardan biri ben olmuştum.Tiz seslere sahip olmama rağmen en pes bölüm bana denk gelmişti. İster istemez lezzetsiz bir durum ortaya çıkmıştı..

Yönetmene bu bölümü bir başka ses ile değiştirme ricasında bulundum , tınmadı bile...Neticede babası türk müziğine çok güzel eserler vermiş , kendisi ise filarmoni orkestrası şefliği yapan önemli bir müzisyendi . Ancak müşteri talebini dinlemeyen önemli bir müzisyen....

Neyse sıra bana gelince bölümü okudum , çok pes kaldı bana lezzetsiz geldi .Tekrarladım ancak bu sefer bir oktav üzerinde okudum..

Adam çıldırdı '' Sen İbrahim Tatlıses'misin kardeşim ? Sana nereden oku diyorsak oradan oku ''

Sonuçta lezzetsiz de olsa kuzu ,kuzu bana ayrılan bölümü okudum..

Aslında İbrahim Tatlıses ile mükayese edilmek hiç kötü birşey değil ancak tenorun bir başka tenorla mukayesesi istenen bir durum değildir. Bende kimseyle mukayese edilmek istemem. Kimse istemez...

Mahsun Kırmızıgül 'de önemli tenorlardan birisidir ancak sesi bana romantik olmaktan çok metalik gelir.İstediğim tınıyı onda bulamıyorum. Belki tenorlar arası kıskançlık olarak tarif edilebilir bu bendeki duygu ve düşünce....

Mahsun'un sesini çok beğenmem ancak yönettiği filmler için aynı şeyi söyleyemem. Bence çok başarılı filmler çekti..

Son yönettiği Vezir Parmağı isimli filmin tanıtımı çok öncelerden başlatıldı ve geçen hafta vizyona girdi...

Film vizyona girdi ancak bir kötüleme bir kötüleme....

Çevremdeki muhafazakarlar , dindarlar , cumhuriyetçiler , demokratlar ... Adamı PKK 'cı , din düşmanı , ahlaksız yaptılar. İlginçtir her kesimde bir tepki oldu...

Peki filmi izlediniz mi ki yorum yorum yapıyorsunuz ?

Bizim millet Yılmaz Güney gibi , Nazım Hikmet gibi , Ahmet Kaya gibi insanları bir yükseltilmeye , bir alçaltılmaya tekrar yükseltilmeye alışıktır bu nedenle görmeden yorum yapmamak için filme gitmeye karar verdim ve gittim..

Film eleştirmeni değilim, sade vatandaş olarak söyleyebileceğim ; bazı tipler oturmamış . Deneyimli tiyatrocular var ancak amatör oldukları herhalinden belli zorlama tipler var..Neden o kızları koyup risk aldılar anlamak güç. Film bana göre komedi değil ancak taşlama yapan bir mizah türü olmuş. Milletin dini ve ahlaki duygularına karşı sahneler var mı ? Evet var...

Beğendin mi ? Unutmayacağım bir film değil diyelim de emeğe saygısızlık olmasın...

Gişe beklentisi olabilir mi ? Bence film baştan % 60-70 müşterisini kaybetmiş. Mahsun'un diğer filmlerine göre daha az başarılı bir çalışma olmuş... Maliyeti kurtarmaz....

Bunlar tamam da üzerinde bir emek var sonuçta sinema bir sanat dalı bu filmde geçmiş dönem üzerinden bugüne mizahi anlatım yapmış ... Ticari olarak da , siyasi olarak da cesur bir film olmuş..

Ticaretin her dalında olduğu gibi risk var , beğenmezsenin gitmezsiniz bu kadar basit...

Kendine vazife çıkartıp filmi yasaklayan belediyeler ise işin başka boyutu...

Bu arada internete '' kamuda HAYIR kullanmamak'' konulu genelge düştü . Bu gerçek midir ? Sahte midir ? tam bilemiyorum..

Doğru ise tam kara mizah olmuş . Sahte ise bazı muhafazakar siyasetçilerde kendine vazife çıkartarak mizahın parçası olmuşlar.

Mizah yönü kuvvetli sayın başbakanımızın paydaşlarına biraz daha mizah eğitimi vermesinde yarar olacak.. Bizim millet asık suratlı siyasetçiye alışık , sayın başbakan gibi güleç yüzlü kişi espri yapınca anlama güçlüğü oluyor. Hemen asalım , keselim , linç edelim falan . Herhalde jeton köseli ...

Bir HAYIR dememek için kamuyu meşgul etmişler .Sen de HAYIR de ağzın alışsın....

Neyse bir HAYIR diyebilmek için kocaman bir yazı yazdım . Keşke kestirmeden HAYIR deseydim , olup bitecekti...

HAYIR' lı günler olsun....

Hiç yorum yok: