13 Şubat 2017 Pazartesi

SETANİK'İN ŞARKISI



Hayatta en zor şeylerdenden biri basiretli tüccarın iflas etmesidir.

O güzel günler geride kalmıştır. Senin o ihtişamlı günlerini bilenler bir türlü düştüğün duruma inanmaz ve asla kabullenmezler..

Dünya'n değişir , hayatın kayar...

Belli ki seni yaşatan eskinin hayalidir..

Thomas Fasulyeciyan’ın meşhur tiradı kulaklarımızda kalır ;
Zaten aktör dediğin nedir ki ?..
Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz o boş kubbede , bir hoş sada olarak kalır...
Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız...
Görooorum hepiniz gardroba koşmaya hazırlanıyorsunuz...
Birazdan teatro bomboş kalacak...
Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar...
Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır...
Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir...
Hiranuş’la Virjinya’nın bir diyaloğu eski kostümlerin birinin yırtığına sığınmıştır...
İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde yine sahneye dökülürler...
Artık kendimiz yoğuz...
Seyircilerimiz de kalmadı...
Ama repliklerimiz fısıldaşır dururlar sabaha kadar...
Gün ağırır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır...
Perde...

Yaşadığımız son 15 yılın özeti budur..

Bir teatro anısını yaşatmak bile HAYIR demeye yeter...

Bakarsın yarın sanatçılar gibi , mizahcılar gibi , akademisyenler gibi , gazeteciler gibi teatorocuları da bulamayız...

Hiç yorum yok: