4 Haziran 2011 Cumartesi

KURMAY HARİTALARINDA DAĞLAR SESSİZDİR





Terörist sessizdir,

CIA , FBI, MİT ajanları, polis memurları periyodik çalışmalarında bir eve baskın yaparlar, üzerlerinde çelik yelek ellerinde silah.  Odalara girmek için gergin ve dikkatli şekilde vucutlarını öne eğerler ve muhtemel gelecek tehlikeye karşı pozisyon alırlar. Eğer çok kısa sürede hedefi görürlerse imha ederler aksi durumda  hedef onları imha eder . Haberlerde ve  filmlerde hep böyle seyrettik.

Genel olarak  bilinmeyen, görülmeyen  bilinene ve görünene karşı çok daha tehlikeli. Bu nedenle iyi adamlar görünmeyeni görmek, açığa çıkartmak, imha etmek , etkisiz hale getirmek belkide kendi tarafına  almak için özel olarak eğitilirler.

Başarılı olurlarsa güçlenerek yaşarlar başaramazlarsa ölürler.


Aile sessizdir,

Çoğumuz huzuru ailede ararız. Bizler mutlu olduğumuzu zannederiz ancak sessiz düşmanı karşımızda bulma ihtimali yüksektir.

Çocukların ergenlikleri, maddi yetersizlikler, kadının menapoza  erkeğin antropoza girmeleri , alkol ihtiyacının artması, çocukların kişiselleşme ihtiyacını bilgisayarda araması, evin her odasının fertlerin özel faaliyetlerine ayrılması ve evin otele dönüşmesi.

Örnekleri arttırmak mümkün birçok neden birgün sessizliğin patlaması olarak kapınızı çalar ve aile huzuru , aile bağımlılığı hakim karşısında sona erer. Sonra mutsuz fertler , istikbale umutlu bakamayan çocuklar.

Ailede iletişimi doğru yaparsanız torunlarınızı ayağınızda sallayarak uyutma şansını yakalarsınız.


Seçmen sessizdir,

Son yıllarda çok açık görüyoruz.Seçim sonucuna en etkili kesim sessizler,kararsızlar.

Güçlüler kendisini dev aynasında görür, kendinize güveni oluşur ancak esen rüzgarlar tarlada buğday başağını  salladığı gibi sessiz seçmenin kararını değiştirir ve biranda kendinizi hiçde düşünmediğiniz yerde bulursunuz.

Partilerin hedefi bağımlı seçmen yaratmak kadar sessiz seçmenide yanına alabilmek olmalıdır.


Müşteri sessizdir,

Firmalarca üretilip satılan birçok sanayi ürünü birbirinin çok benzeri oldu .Müşteriler  bütçelerine göre marka belirleyip televizyon, araba, buzdolabı alıyorlar .

Ürünler  insanlar tarafından yapıldığı için zaman zaman sorunlar olabiliyor. Müşterilerde anlayışla karşılayabiliyorlar burada belirleyici olan eğer gerek ürün satışında gerekse sorun oluştuğunda  müşteriye o sıcak  ilişkiyi yansıtmanız , güvenini ve profesyonel iş yapmayı hissettirmeniz, hızlı olmanız veya varsa sorunu çözmenizdir. Bunu başaramazsanız  işte o zaman yandınız .

Aslında  başka tehlike var. Sesini , sorununu , ihtiyacını duyuramayan sessizler grubu. Bu grup büyük bir olasılıkla yeniden aynı marka  ürünü almaktan vazgeçiyorlar.

Şirketlerin faaliyet nedeni kar etmek , kar içinde müşteri gerektiğine göre stratejiyi belirleyip bu sessizleri ortaya çıkartmak ve aksiyon alarak sorunları çözmek gerekir. Ne yaparsanız yapın müşteriyi yalnız bırakmayın ne yaparsanız yapın müşteriyi memnun hale getirin.

Son yıllarda popüler olan müşteri takibi,  müşteri ilişkileri,  CRM  uygulamaların altında sessiz müşterinin sesini proaktif yaklaşımla duymak yatar.


Çalışan sessizdir,

Çalışanlarınızla düzenli ve güzel bir işbirliği yaptığınızı düşünürsünüz. Size göre ufak tefek aksaklıklar haricinde sorun  yoktur.  Herşeyi kendiniz yapamayacağınıza göre çalışanlarınıza yetki vermişsinizdir.

Bir sabah kapınız çalınır o beğendiğiniz çalışanınız ayrılmak istemektedir. Sizin bilmediğiniz birşey vardır. Çalışanınız  bir sabah uyanmış  ve   ‘’ Hayat  pencerenin dışındadır’’ kararı almıştır.

Ayrılmak isteğinin altında sizden çok daha iyi imkanlar sunan rakipler , maddi nedenler , önemsenmemek ,  çalışma şartları ,  arkadaşları ile anlaşamamak , ilerleyememek vs vardır. Bazende çok önemli nedene de gerek yoktur öğle yemeklerinin kötülüğü , serviste klima olmaması bile ayrılma nedeni olabilir. Benimde böyle bir hikayem var uzun yıllar önce çalıştığım fabrikada pilavı plastik çamaşır kovası ile servis yapmaları  ayrılmam için önemli neden olmuştu.

Süreklilik sorunu şirketleri bir tehlike olarak bekliyor. Esas olan çalışanlarınızı  çok iyi şekilde test ederek işe almak , işe aldıktan sonrada çalışanlara kardan pay vermektir yani çalışanları şirkete ortak yapmaktır. Ortak hedef ortak bilinç yaratarak şirketlerin büyümesine ve sürekli olmasına katkı sağlamaktır. Bu konsept dünyadaki bazı ülkelerde uygulamaya başlandı bize gelmesi çok uzun sürmez.


Kurmay haritalarında dağlar sessizdir. Kurmayların  savaş veya savaşa hazırlık döneminde harita üzerinde yaptıkları çalışma ancak planlamada kalır.  Hangi dağın tepesinden ateş açılacağı, hangi çalının arkasından düşman çıkacağı  bilemezler. Belki zayıf olasılıkla tahmin ederler ancak bu yeterli değildir.  Bu nedenle düşmanı imha etmek savaşcı birliklere kalır. Yani hiçbir şey uzaktan görüldüğü veya duyulduğu gibi değildir.

Güzel bir sözümüz var ‘’ Davulun sesi uzaktan hoş gelir ‘’ ses uzaktan hoş gelir ama davulcu yanınıza yaklaştıkça o ses çok rahatsız eder. Ya bahşiş verip davulcuyu susturur yada o yerden acil uzaklaşırsınız. Seçim size kalmış hangisini tercih ederseniz.

Genel yorum yaparsak gelecek tepkiyi önceden belirleyip önlem almak,  sessizlik dezavantajını avantaj haline getirmek esas hüneri teşkil edecektir.



Rahmetli şair ne güzel yazmış;

Ben sana mecburum bilemezsin,
Ben sana mecburum ama sen yoksun,

                                       Attila İlhan


Ancak en acısı nedir bilirmisiniz ? 

BEN NE KADINLAR SEVDİM ZATEN YOKTULAR ....

                                      Attila İlhan