1 Haziran 2011 Çarşamba

IŞIL IŞIL PARLAYANLAR



‘’ Size 100.000 $ versem bunu bir günde nasıl harcarsınız ? ’’ Genel müdürümün işe girerken sorduğu tek soruydu. Verdiğim cevap işi almama neden olmuştu. ‘’ Sosyal ilişkilerimi geliştirecek bir tenis kulübüne  üye olmak için kullanırım ‘’. O yıllarda bu tür kulüpler hem çok az hemde üye olmak oldukça pahalıydı. Genel müdürüm başka soru sorma ihtiyacı duymadı ve hemen işe aldı. Gerçekten  parayı kazanmak kadar parayı harcayabilmekde önemlidir. İnsan kalitesi, kültür , görgü, çevre, kısaca altyapı  ister.

Cevapları araba alırım, ev alırım diyen adayları bende çok fazla ciddiye almam. Vizyonları yoktur, çevreleri yoktur, hayalleri yoktur, iş yapma kabiliyetleri düşüktür.  Yapılan işlerin, harcanan paranın mutlaka bir katma değeri olmalıdır.

Yapılan ufak bir davranış değişikliği  bile çok farklı dünyalar yaratır.

Eski bir genel müdürümüze  yaptığımız yılsonu sunuşlarını hatırlıyorum. Bizler yılın sonuçlarını başarılı gösterebilmek için hazırlıklarımızı yapar ve  kendimize ayrılan 30 dakika içinde sunmaya çalışırdık. Yine bu tür toplantıların birinde pazarlama ve satıştan sorumlu Amerika’lı üst düzey yönetici ayağına giydiği Teksas çizmeleri, pantalonuna taktığı geniş yuvarlak kovboy  kemeri ve kendine özgü hareketleri ile kürsüye çıktı. Bir tek slayt gösterdi ve indi . Şaşırmıştık ama tek slaytlık sunuşta şu bilgiyi vermişti.     ‘’ Araç satışı ve pazar payını önemli miktarda arttırdım’’ aslında bu bilgi tam anlamıyla bizi tatmin etmişti. Pazarlamadan sorumlu kişinin en önemli konusu bu değilmidir ? O günlerde müşteri memnuniyeti , marka değeri yaratma kavramları henüz tam anlaşılmamıştı. Üst yönetici üzerine düşen görevi başarı ile yapmış ve bunu çok net anlatmıştı , bu farklı bir yaklaşımdı .  Kendisini büyük bir saygı birazda kıskançlık ile izledik. Bizde o kadar çalışıp kendimizi yeteri kadar ifade edemediğimize yandık.

Bu karizma değilmidir ?

Bir başka genel müdürüm henüz emekleyen bayi teşkilatını  ‘’ Gideceği limanı bilmeyen kaptana esen rüzgarın yararı yoktur’’ sözüyle  işleyerek  ileri yıllara taşımıştı. Bu günlerde buna yol haritası diyorlar.

Bu karizma değilmidir ?

İsmi oldukça bilinen bir genel müdür göreve atandığında ilk iş olarak  bayi toplantısı düzenler. Bayilerin yeni yöneticiden umudu vardır ama henüz marka tam oturmamış, beklentiler o güne kadar  cevap bulmamıştır.  Bayiler sıkıntılıdır , toplantının yapılacağı otele gider ve  salona girerler. Ufacık , havasız, bakımsız  bir salon , kötü bir ses tesisatı, rezalet çay servisi. Bayiler tıkış tıkış otururlar bir anda memnuniyetsizlik tavan yapar.Fısıltılar başlar ‘’Bunun da farkı yokmuş!!! Beceriksizin biri gitti diğeri geldi ‘’.

Yeni genel müdür kürsüye çıkar ve konuşmaya başlar  ‘’ Ben  tıpkı şimdi olduğu gibi sizin ne kadar sıkıntıda olduğunuzu biliyorum. Ben size sıkıntıyı değil bolluğun, bereketin, kazancın,  memnuniyetin sözünü veriyorum. Ben size yeni bir dünyanın sözünü veriyorum. Sizlere düşler ülkesinin sözünü veriyorum’’  bayiler şaşkındır ama şaşkınlıkları birazdan daha fazla  artar . Bulundukları ufak salonunun  paravanı açılır bir anda yandaki  yeni bir  salona girilir. Geniş , ferah , bakımlı , çayı kahvesi meyvesi mükemmel, özel olarak hazırlanmış ve süslenmiş bu yeni salona.

Tabiki bu bayilerin yaşayacakları değişimin mesajını ve müjdesini vermektedir. Artık farklılık , değişim yaşanacak ve değişimde kendilerine fayda sağlayacaktır .  Umutlanır ve sevinirler biraz önce yeni genel müdür için kötü düşünceleri olan kişiler şimdi ‘’ Bu başka bir adam bize çok katkısı olacak’’ demeye başlarlar. Özünde insanlara ümit verilmiştir , inanç verilmiştir. Umut insanın ekmeği ye babam ye.

Bu karizma değilmidir ?


Işıl Işıl Parlayan  bu karizmatik insarlar her yerde farkedilirler ve saygı görürler. Kendilerine, yakın çevresine, ülkesine ve dünyaya faydaları dokunur.

Ancak karizmatik insanların kötü bir huyu vardır. Vizyonları vardır , yaratıcılardır, yönlendiricidirler , iyi konuşurlar ancak konuştuklarını bazen yapmazlar. Zaten bir de yapanı bulursanız onu hiç kaybetmemek gerekir.

Başarı için bu insanlara yardımcı olmak önemlidir. Zaten ‘’ Başarıya giden yol müşterilerden değil müşteriye hizmet veren elemanların ve teşkilatın  iyi yönlendirilmesinden geçer. Okan Yasan’’   Yönlendirme içinse donanımlı insana ihtiyaç vardır. Donanımlı insan yaratılmasında en önemli konunun eğitim olduğu bilinmektedir.

Unutulmamalıdır ki en etkili diagnostik cihazı eğitilmiş insandır. İnsanlarımıza verdiğimiz değer birgün bize yol – su - elektrik olarak dönecektir.


Karizma sahibi insanlar toplumları nasıl etkiliyorlarsa, vizyonu ,yaratıcılığı, katma değeri olan ülkelerin dünyayı etkilemesi doğaldır.


Şimdi artık  karizmatik ülke olma zamanı...

Şimdi artık en büyük ülke olma zamanı...



Muhtaç  olduğumuz  kudret  damarlarımızdaki  asil  kanda  mevcuttur.

                                                                                 Mustafa Kemal Atatürk








Hiç yorum yok: