10 Haziran 2011 Cuma

BU MUDUR ? BUDUR




Bazı  arkadaşlarım  merak etmişler  yazılarda yaşananları mı  yoksa hayallerini mi anlatıyorsun ?

Yazılarımda özellikle dikkat ettiğim konular ;

  • Mumkün olduğunca anlaşılabilir olmak.
  • Okuyucunun kendisinden birşeyler bulmasını sağlamak.
  • Hem gerçeği hem hayali yazmak ve  bunu okuyucunun  kendisine yorumlatmak.
  • Mutlaka bir mesaj vermek.

Seyahat edenler çok  iyi  bilirler. Adapazarı – Bozüyük arası  önceleri  yolların bozuk, dar, virajlı olması nedeniyle son derece zor bir etapdı.  İstanbul – Antalya  güzergahı düşünülerek öncelikli olarak bu yolun duble olarak yapılması   planlamaya alındı  ve yolun yapımı uzun yıllar   sürdü.

Yol yapım çalışmaları sırasında  yapılan  proje hazırlıkları , patlatılan  dinamitler ,  hafriyat çalışmaları , emniyet tedbirleri nedeniyle  insanlar yollarda saatlerce  beklediler ama şikayet etmediler.  Sefa gelecekti bu kadar  da cefa olsun dediler .  Sonunda yaklaşık 1,5 yıl önce bu yol  büyük reklamlarla hizmete açıldı.  Gerçekten hem zaman kısalmış  hemde yol emniyeti artmıştı işte konfor buydu işte hizmet buydu.    
                
Vatandaş memnun , hükümet memnun , taşeron kazançlı , katma değerde yaratılmış daha ne olsun. Övünç kaynağı.

Birkaç kez bu yolu kullandım hoşuma da gitti . Geçenlerde  bir iş için Eskişehir’e giderken gene  bu yolu kullanmak istedim. Giderken yolda  fazla miktarda yol yapımı , göçme , yolun bozulması , köprü yapımı olduğunu görünce çok üzüldüm. Geri dönüşte yolun istatisliğini çıkartayım diyerek kaleme kağıda sarıldım.

Bozüyük’te kilometre sıfırlayıcısına bastım. Bazı değerleri sizinle paylaşmak istiyorum.

·         Yolun 2,3 .  kilometresi  çalışma uzunluğu 1,3 km köprü onarımı
·         Yolun 4 .     kilometresi     çalışma uzunluğu 1,1 km köprü onarımı
·         Yolun 10,4 . kilometresi çalışma uzunluğu 0,6 km teraslama çalışması
·         Yolun 11,4 . kilometresi çalışma uzunluğu 4,2 km yol çalışması
·         Yolun 20,2 . kilometresi  çalışma uzunluğu 2,3 km yol onarımı ........

Daha fazla detay vermeye gerek yok bu şekilde uzayıp gidiyor. Bozüyük – Adapazarı arasındaki yeni yapılan yolun uzunluğu  131 kilometre ve  tam 12 yerde çalışma yapılıyor. Toplam çalışma uzunluğu 18,1 km yani yapılanın % 13,82 si. Yapılalı sadece  1,5 yıl olmuş.  Şimdi kime kabahat bulalım ?

  • Fizibilite ve projeyi doğru yapmayanlara mı ?
  • Yapılan işi yeterince konrol etmeyenlere mi ?
  • İsmini ,markasını  lekeleyen büyük taahüt firmaları , taşaronları mı ?
  • Bu kadar kalitesiz teknik personel yetiştiren eğitim sistemimize mi ?
  • Bir çarkın olduğu ve bu çark içinde şerefi , vicdanı unufak olanlara mı ?
  • Harcamalar  benim vergilerimden geliyor siz  nasıl olurda bu şekilde harcarsınız diye sormayanlara mı?


Aynı yolu zaman zaman üstten kesen bir de hızlı tren projemiz var. Viyadükler , tabliyelerin inşaatı  hızlı bir şekilde ilerliyor.  Afişler  bugünden hazırlanmış yoldan geçenlerin görmesi için.

Hızlı tren buradan geçiyor !!!

Ya hızlı tren işi de,
   
  • Aynı veya benzer kurumlar tarafından projelendirip , kontrol ediliyorsa !!!
  • Aynı veya benzer firmalar  taahüt işini yapıyorsa !!!
  • Çark aynı veya benzer şekilde işliyorsa !!!    işte o zaman yanarız.


Vergi olarak ödediğimiz  paraya değil  kaybedeceğimiz hayatlara yanarız.


BU MUDUR ?

HAYATTAN ANLADIĞIMIZ BU MUDUR ?

HAYALLERİMİZ BU MUDUR ?


Budur diyorsanız ......  sizin bileceğiniz iş.

Giresun’daki kazada ,

  • Şoför yorgundu, uykusuzdu.
  • Araç aşırı hızlıydı.
  • Karayolları yönlendirme tabelaları yanlış yere  yerleştirilmişti.
  • Motorin  yerine yağ kullanılmıştı  demenin  bir yararı olur mu?  Ölen öldü ocaklar söndü.

Sistem aynı kaldıkça bu olasılıklar her zaman olacaktır.

Uçak düşünce sivil havacılık kurumları  karakutuyu bulur kaza nedenini araştırır  bir daha tekrarlanmaması için tedbir almaya çalışırlar. Acaba nedeni uçak düşünce canların  toptan  gitmesimi dir?  Karayolundaki kazalarda ise canlar  parakende olarak gidiyor. Son kazalarda görüyoruz ki artık karayolunda da  toptana dönülüyor.

İkinci Dünya Savaşını anlatan filmlerden aklımda kalmış.  Alman uçakları  İngiltere’deki hava üslerini bombalamak için havalanırlar. İngilizler bu durumu önceden tahmin edip önlemini alırlar. Uçakları koruganda saklarlar yerlerine  uçak maketlerini yerleştirirler. Kanat yerine branda, gövde yerine tahta kullanılırlar ve bu yanıltmaca  amacına ulaşır.  Almanlar  yerdeki uçakları bombalarlar ancak  uçak zannettikleri aldatmaca malzemeleridir. Gerçeği öğrendiklerinde savaş bitmiştir.

Çocukluk yıllarımdaki bayramları hatırlarım.  Sokak başına lunapark , panayır türü ufak eğlence yeri kurulurdu. Bazı uyanıklar benim gibi çocukları kandırmak için her türlü imkanı kullanırlardı. Örneğin üzeri yeşil örtü ile kaplı  büyük bir tahta kutu ve üzerine açılmış  ufak bir delik. İçinde köpekbalığı var, 25 kuruş ver delikten bak, balığı gör diyerek yapılan kandırmaca. Bende bu tezgaha düştüm nereden bileyim ufacık çocuğum. Parayı verdim , delikten baktım ne göreyim?  Simsiyah karanlık . O tarihten sonra başka kazıklar yemiş olabilirim ancak  hiçbir zaman delikten karanlığa bakmadım yani aynı kazığı yemedim.


Aynı kazığı yemedim ancak benzeri olasılık mıdır ?

  • Yıllardır vergi veriyorum ama benim paramla  yaptıkları yol bu.
  • Vergimi düzenli ödüyorum ancak  zamanında ödeyeni  cezalandırıp ödemeyeyeni ödüllendiriyorlar.Torba yasasından milyonlarca kişi yararlandı. Güzel bir ülkeyiz.
  • Bir ev satın alabilmek için hayatımızın en güzel günlerini borç ödemekle harcayıp cefa çekiyoruz. Hazine arazisine gecekondu yapanlara  araziyi 5 yıl ödemeli düşük fiyata satıyorlar veya kentsel dönüşümle mülk sahibi yapıyorlar.  Nerede sosyal adalet ? Sosyal adalet ilkeleri  ileri hiç bir ülkede böyle çalışmaz.

İleri ülkelerde de fakir vardır , evsiz vardır ama sosyal uygulamaların tarifi değişiktir.

Milli gelir arttı deniliyor !!!  Ben de inanıyorum giderek artıyor. Ancak toplam gelirde piramitin tepesinde yer alan az sayıda kişinin  gelirini çok arttırırsan geride kalan çoğunluk açlığa talim eder ve sadaka edebiyatı başlar. Zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan bir sistemin mutluluk getirmeyeceği açıktır.

Sistem birilerini mutlu ediyor !!! Fakirlik  edebiyatına  muhatap  bu kitleleri politik sömürü aracı olarak kullananları.

Yolculuk sırasında yolda yaşadığım kesintiler butün zevkimi mahvetti diyebilirim. Bu nedenle biraz sıkıcı konulara girdim kusura bakmayın. Aynı şekilde ;

  • Şirketlerin iyi yönetilmemesi nedeniyle  kesintiye uğrayan ticaret ,
  • İnsan kalitesi ve sistem eksikliği nedeniyle kesintiye uğrayan hizmet ,
  • İhtilaller nedeniyle kesintiye uğrayan demokrasi aynı şekilde  yaşama zevkimi mahvediyor .

Şimdi arkadaşlar lütfen aynı soruyu birkez daha sorsunlar.

Yazılarda yaşadıklarını mı anlatıyorsun yoksa hayallerini mi?

11 yorum:

Aslı dedi ki...

yazdıklarınızda hepimizin yaşadığı tahamül edilemeyecek şeyleri gün ışığına çıkarıyorsunuz.Biz, çoğunluk olarak olup bitene karşı susup herşeyi sessizce izlemeye alışmışız sessizliğin asıl sesi olduğunuz, susmayıp yaşanan gerçekleri kendimize itiraf etmemize yol açtığınız bu paylaşımlarınız için teşekkür ve tebrik ediyorum .

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ dedi ki...

Aslı hanım çok teşekkür ederim.

ersoyinlondon dedi ki...

Okan Bey,

Her gün benzer örneklerini gördüğümüz bu haksızlıkları,adaletsizlikleri, konuşamadıklarımızı,konuşmaktan artık sıkıldıklarımızı en net,anlaşılır ve objektif şekilde aktardığınız için çok teşekkürler..

düşüncenize,elinize ve kaleminize sağlık..

sevgilerimle

ersoy

focmet dedi ki...

okan abi yazdıklarınıza yürekten katılmak isterdim ama bence almış olduğunuz kesit,ülkemizde yapılan ve yapılmaya çalışılan hizmetlere olumsuz bakmamıza sebeb olamaz... daha iyisi şimdiye kadar yapılmadıysa yapılan hizmetler ,bence olumlu, yapıcı eleştiriler bekliyor, bu güzel ülkemizi yıkmak , bölmek, sömürmek isteyen bunca dahili ve harici düşmanlarımız varken... saygılarımla...

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ dedi ki...

Tabiki yapılan güzel şeylerde var bunlarıda yazıyoruz bunuda siyaset amacı olarak kullanmak gibi bir niyetim yok o iş siyasetcilerin.Yapılan bir çok güzellikler var bunları yazacağız önemli olan bu güzelliklerin daha da güzelleşmesine engel olan yanlışları ortadan kaldırmaktır.Bunları ortadan kaldırırsak çok daha yaşanır bir ülkeye sahip oluruz nihayetinde bir tane ülkemiz var.Bir vatandaş olarak yapabileceklerimiz bir yere kadar

ERDAL dedi ki...

Okan bey,değerli yazılarınızı yakından takip etmeye çalışıyorum.bunca işinizin arasında bu kadar aktif olmanıza gerçekten imreniyorum kendimede pay çıkarıyorum.her birey yapacağı işin başına hak ederek,çalışarak
eğitimini en iyi şekilde alıp getirilseydi bu ülkede bu kadar hatalar yapılmazdı diye düşünyorum.emeğinize sağlık saygılarımla

Adsız dedi ki...

Okan bey gerçekten güzel bir yazı olmuş.Tebrik ederim.Yalnız bir boyutu gözden kaçırmamak gerekir.Buda bu işler iyi güzelde,ne harcandı,ülke ne kadar borca girdi,biz ve çocuklarımızı,bu işi yapan yöneticiler gelecekte ne kadar faiz ödemeye mahklum ettiler.Geçmişten farklı olarak yapılan işlerin olumlu yanlarını tek taraflı değerlendirmek ,hakkaniyet ölçüsünde bir değerlendirme olmaz diye düşünüyorum.

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ dedi ki...

Cari açık , borçların artması ,geleceğe umutla bakmaya engel olur bu konuya SLOGANLAR ÜLKESİ yazımda genel müdür - patron -yatırım örneği vererek yazmıştım. Büyümek için mutlaka kaynak gerekir ancak önemli olan o kaynağı iyi kullanmak o zaman sorun olmuyor ama iş büyüyüp , borçlarda büyürken kontrolu kaybetmektir kontrol edilebilir ise borcun çok önemi yok aksi halde batarsın işte o zaman kapütülasyon talebi geliyorki Osmanlı döneminde şahit olundu benzer şekilde günümüzde doğal kaynakları çok bazı geri kalmış ülkeler için uygulanıyor bu kapitalist düzenin gereği. Benim net olarak inancımı ifade edeyim. Global dünya düzeninde Türkiye Rusya,Çin,Hndistan ,Brezilya seçilen 5 ülkedir ticaret bu ülkeler üzerinden işlemektedir ve ülkeler önümüzdeki 10-20 yıllık dönemde çok daha fazla gelişecektir ve önlenemez yükseliştir. Bunun ülke siyesetiyle ilgisi yoktur önemli olan bu yükselişte halkımızın tatmin edilebilir ,adil pay almasıdır.Elbette sistem özel yatırımcılar tarafından icra edileceği için bu kurum ve kişiler para kazanacaklardır eğer oradan gelecek katma değeri ,vergiyi ülke insanının sosyal, sağlık,eğitim,kültür vs işlerine doğru kullanırsan bunuda gözü doymuş kaliteli insanlarla yaparsan herşey güllük gülistanlık olur aksisi sosyal patlamalara neden olur bugün bu sorulara doğru cevap vermek çok mümkün değil ancak açıklık politikaları, değişik görüşlerin serbestçe ifadesi ,verayetin halk tarafından kullanılması önemli gelişmeler yapacaktır. Geçiş sürecinde çok iyi politikacı ve burokratlara ihtiyaç vardır.Yapılan ve yapılacakları doğru yapmak ve halkı ikna etmek politikacının işidir. Ben yazılarımda siyaset ve partiler üstü bir tarz kullanma tercihim olduğu için bu işi parti ayrımı yapmadan politikacılara bırakıyorum.

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ dedi ki...

Sevgili Erdal ,
Peyami Safa'nın sözünü birkez daha hatırlatmak istiyorum. Tecrube yaşlanarak değil yaşanarak elde edilir.Bu nedenle hata olacak Onlardan örnek alınacak . Kendine pay çıkartmanda çok güzel çünkü toplumda idol değiğimiz örnek rol insanların olması ve sayılarının çok olması gerekir ki kişiler örnek alsın. Genetik haritalar ne diyor çok iyi bilmiyorum ancak doğuşta Afrikalı çok akıllı, Norveç li çok akıllı doğuyor Türk akıllı doğmuyor olduğunu zannetmiyoruz. Fark çevre ,kültür ve eğitimde saklı gibi geliyor.Amerika gibi bazı akıllı ülkeler yetişmiş olan bu insanları ülkesine kabul ediyor ve işi ucuza getiriyor bunada yetişmiş insan gücü transferi diyorlar yoksa onlarda da bir sürü eğitimsiz sistemi bozan kişi var. Son sözün hiçbir şey için geç değildir önemli olan ne yapacağını bilmek bu nedenle gelişime devam

Şaban Uymaz dedi ki...

Sevgili Okan Bey

Yazılarınızı dikkatle okuyorum ve çok beğeniyorum. Duygularımı bu kadar güzel anlattığınız için teşekkür ederim. Hoş, bende o yolu kullandım bu ay içerisinde. Otoban kalitesinde yapılan yollar birkaç ayda problem yaşatmaya başlamış. Rahmetli Özal'ın Otoban projeleri halen sağlamlığını koruyor.

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ dedi ki...

Şaban bey ,teşekkür ederim.