30 Ocak 2017 Pazartesi

TAHTA BAVUL







Seyahat denilince nedense aklıma hep yetmişli yıllarda Fenerbahçe'ye transfer olan nam-ı diğer Kunta Kinte olan Sabahattin Erbuğa gelir.Yeni takımına transfer olduğında hiç unutmam Ankara'dan üzerinde sarılı ,yeşilli ,kırmızılı renkli bizim asker bavulu dediğimiz eski tip tahta bavulla gelmiş ve uzun süre bavul gazetelere manşet olmuştu . Bugünkü futbolcu profiline hiç uymuyor ancak şartlar , imkanlar böyleydi..

Fenerbahçe'li Nevruz'un has arkadaşıydı hatta oğlunun ismini Nevruz koymuştu. Tesadüf hakemlik yaptığım dönemde benim ilk profesyonel maçım , futbolculukta son zamanlarını yaşayan Nevruz'un kaptanlık yaptığı maçta yan hakemlik yapmak olmuştu..Hiç unutmam ilk kez profesyonel maça çıkacağımı öğrenen orta hakemin acemiyi vermişler şimdi yandık bakışları olmuştu...Biryerden başlamak zorundaydık, bende onun şanssızlığıydım ne yapayım....

Genetiklerimizde seyahati seven , göçer bir millet olduğumuz biliniyor.. Ben de , oğlum da seyahati severiz...

Sanıyorum 2 yıl önceydi...

İşe gitmek üzere erken uyandım , hazırlıklarımı yaparken cep telefonuma bir mesaj geldi...

'' Baba , havaalanındayım . Merak etme , özel bir işim çıktı Belçika'ya gidip , geleceğim ''

Şaka zannettim , sanki bakkala gidip biraz peynir alıp geleyim gibi ... Panik içinde oğlumun odasına gittim , oda boştu...

Anladım ki geceyarısı ne olduysa esmiş , internetten biletini almış , herhalde parası ve vizesi varmış ve gitmiş . Bu kadar basit..

Oğlum son yıllarda bu kadar surpriz şekilde olmasada seyahat etmeyi sürekli yaptı..

Biz onun gezilerine , kısa süreli de olsa evden uzak olmasına alışığız.. Öyle yetiştirdi kendini...

Bugün gene bir ayrılık yaşadık... Bavulunu topladı ve askerlik eğitimi için Isparta'ya gitti...Sonrada ver elini hudut...

Otuzbeş yıl önce Polatlı Topçu Okulu' nda kurayı çekip kağıdı bölük komutan vekili rahmetli Sedat Girişen'e uzattığımda belli ki üzülmüş kısa bir süre okuyamamıştı. Okuduğunda ise üzülme sırası bana gelmişti.

Erzurum Oltu.

Esas duruşta şöyle bir sallanmışım. Sallanmayı tabur komutanı rahmetli Çağatay Çınar'ın gür ve sert sesi bozmuştu..

'' Asteğmenim vatanın her kösesi kutsaldır ''

Bende merak , tereddüt , çekinme ile gittiğim Oltu'da çok güzel günler geçirdim... Hiçbirşey uzaktan sanıldığı gibi olmuyor..

Oğlumun gitmesine alışığız ancak askerlik biraz daha uzun süreli görev..

İnşallah güle , güle gidip güle güle gelecektir...

Eskiden yolcu uğurlarken su gibi gitsin ,su gibi gelsin diye arkasından su dökülürdü . Geleneği devam ettirdim , su döktüm..

Yolu ve bahtı açık olsun...Bütün güzellikler Emrecan'la olsun...

Hiç yorum yok: