20 Aralık 2015 Pazar

GEÇTİ HAYAL İÇİNDE BUNCA YIL



Zamanının en büyük ses sanatçılarından birisidir Safiye Ayla...

Hamiyet’ler , Sabite Tur ’lar, Müzeyyen’ler... Ve diğerleri...

Yaşı biraz geçkin olanlar hatırlar , Harbiye semtinde  dönemin en güzel örneklerinden As sineması vardı. Safiye Ayla’yı orada gördüm. Parlak gümüş renkte biraz abartılı lame çizme ve pardesü üzerindeydi. Sanırım yetmişli yaşların sonunda olmalıydı..

Yanına yaklaştım ve kibarca resim istedim. Huyum değil resim vermiyorum güzelim dedi...
O zaman imza verin dedim . Onu da vermedi . Ortada kalmıştım... Olsun dedim , o bir yıldız. O kadar kaprisi olacak..

Youtube güzel bir uygulama. Bir müziksever Safiye Ayla’nın misafir olduğu konseri yüklemiş..
Sahneye çağırdılar. Yaşı seksenlerin üzerindeydi. Artık ayakta zor duruyordu. Mustafa Yolaşan’ın koluna yaslanarak  Osman Nihat Akın'ın müthiş Nihavent eserini okumaya başladı..

Geçti hayal içinde bunca yıl bir gün gibi..
En eski hatıralar daha henüz dün gibi..
Neden gönül bu içli hayata küskün gibi..

En eski hatıralar daha henüz dün gibi..

İlerlemiş yaş ona belli ki zorluk getiriyordu. Bazı sözleri unuttuğunda sunucu sufle veriyordu..
Seyirciler ağlamaya başladılar. O ne lezzet ,o ne tat...
Benim için lezzet , tat çok önemli..

Zaman zaman değerli arkadaşım ,  müdürüm Atilla Argat tanıştırdı beni güzel tatlarla...
Çekmeköy ‘de ismiyle müsemma gel burada balık ye diye çağırıştıran, zaman zaman  kaçamak yaptığımız güzel balık lokantası...Atilla müdürümle birlikte giderdik...

Çok zamandır gitmemiştim. Cuma günü bir arkadaşıma haydi gidelim öğlen yemeğini orada yiyelim dedim.

Lokantanın altı büyük bir süpermarket , üstünde iki katlı balıkçı...
Aracı park ettik. Balıklar vitrinden görünüyordu...
Belli ki çok taze tekirler , barbunlar, lagoslar, istavritler ,sarı kanatlar....
İştahımız kabardı.. İçeri girelim dedik ancak biraz karanlıktı. Kapıyı aradık ama kapalıydı..
Ne oluyor diye meraklı meraklı birbirimize bakarken ,bir yazı gördük.

‘’ Cuma namazı nedeniyle market ve lokanta kapalıdır.’’

Şasırdık....

Cuma namazı için dükkanı kapatan küçük esnaf görmüş , bazı Arap ülkelerinde ise dükkanlarını tümüyle kapanan uygulamalar olduğunu olduğunu duymuştuk.. Cuma namazı Müslümanlar için çok önemli ancak İstanbul’da kocaman  süpermarketin , lokantanın Cuma namazı için  kapatıldığına ilk defa şahit oluyordum..

Lokantaya gitmek isteyen ancak geri dönüş yapan bazı baş örtülü bacılarımız da oldu. Bu durum sanırım onlar içinde sürprizdi.

Aman nereye gidiyoruz falan demeyin..

Demokrasi var... Para onun , dükkan onun ister açar ister kapar... Para kazanmak derdi olmayabilir.
Demokrasi var... Benimde bu durumu  müşteriye yapılan saygısızlık olarak görme hakkım var.
Kocaman süpermarket , lokanta. İstersen nöbetçi bırakabilirsin. İstersen cumaya düzenli gitmeyen insanları çalıştırabilirsin.

Yok yok hayır Dünya’da olmaz.Benim gibi inançlı haricinde personel çalıştırmam diyorsan işte o zaman ayrımcılık yaptığın için karşında beni bulursun. İşte o zaman daha büyük ayıp yaparsın.

Hani biz dindarıyla, sosyalistiyle ,laik düşünce sahibiyle , cumhuriyetçisiyle, milliyetçisiyle, Atatürk’çüsüyle, Türk’üyle ,Kürt’üyle bir ve beraber olacaktık ?

Hakemlik yaptığım dönemlerde Özcan Oal abimiz ‘’ Pozisyona yakınım , faul oluyor. Kendimi kaptırıp ani karar verince elim sağ tarafa gitmesi gerekirken sola gider ‘’ derdi. Bende aynısını yaşamışımdır. Nedense beyin farklı bir refleks geliştirir , el sağa gideceğine sola gider. Haksız bir durum olur ve bunu değiştiremezsin.

Hükümetimiz bazen haklı , bazen haksız  söylem geliştiriyor ancak halkımızın büyük bir çoğunluğu farklı bir refleks geliştiriyor ve hatalı uygulamalar oluyor.

Hükümet muhtemel Cuma günü dükkanı kapat , resmi tatildir  dememiştir ancak hükümet yandaşları benzer uygulamalar yapmaya kalkınca bir kısım  halk kendini fazlaca kaptırarak  yanlış uygulamalar yapabiliyor...

Hani boşuna söylememişler hükümet gaz çıkarırsa , cemaat shit yaparmış...

Hani şairin dediği gibi ;

Geçti hayal içinde bunca yıl.... 



Hiç yorum yok: