17 Temmuz 2015 Cuma

HAYIRLI BAYRAMLAR




Nihayet deniz ve yürüyüş mevsimini açtım. Yedi kilometrelik orman içinde gezinti uzun zaman sonra iyi gelir diye düşündüm. İnsan tek başına kalınca yol boyunca neler düşünüyor neler....

Begonviller yeni yeni canlanıyor,  o güzel tabloda yerini almaya başlamış...

Çam kokusu bir an için Marmaris’in  günlük ağaçlarının kokusunu çağrıştırdı. Çam kokusu da güzel ancak nedense günlük kokusu bir başka doğrusu. Öyle algıladım. Sanki tezgahtarın pantalon uyduramadık bari gömlek verelim demesi gibi oldu...

Faytoncuların at barınağının yanından geçerken 6-7 kişinin hastalanan atı elbirliği ile ayağa kaldırma çabalarına şahit oldum....

Biz yandan düşündüm ;  Geçen yıl  bayrama girerken emeklilik nedeniyle zamanım bol , işim yok ,param yok, gelecekle ilgili çok umudum yoktu... Bu bayramda ise yürümek ,gezmek ,dinlenlenmek,eğlenmek için vaktim yok, iyi kötü işim var, cebimde biraz daha fazla param var. Ümidimi sorarsanız çok olmasa da heyecanım var. Şimdilerde kendime soruyorum hangisi daha iyi ? Galiba şükür ederek yola devam etmek...

Bir an annemi düşündüm . Geçen bayramda hasta olsa da , ömrünün son günlerine geldiğini bilsek de gene bir ümit gene bir bekleyiş... Bugün ise yanımda değil. Kokusu her an burnumda . Şimdilerde soruyorum hangisi daha iyi ? Galiba tevekkül ederek güzel anları hatıralarda yaşatmak ..

Bir yandan artan sanal arkadaşlıklar , diğer yandan kaybettiğimiz gerçek dostlar. Kazandiğimiza mı sevinelim , kaybettiğimize mi üzülelim bilemedim. Galiba hayat diyerek onları rahmetle anmak en iyisi..

Bu karışık duygularla Alman Koyu’na geldiğimde Cennet’i görür gibi oldum.  Çam ağaçları içinde muhteşem bir koy, pırıl pırıl deniz, Gögüs Hastanesi’nin muhteşem dekoru, hergün üzerine koyan beach..... Tek kelime ile muhteşem. Yaşadığım an’a şükür ettim.

Dönerken fayton barınağında  atın yanlızlığına şahit oldum. Faytoncular atı kaderine bırakmışlardı. Can çekişiyordu belli ki biraz sonra bu dünya ile ilişkisi kalmayacaktı....

Yardım için uzanan ellerin bir yararı olmamıştı. Belki günler önce  hastalığın erken döneminde bu eller uzansaydı , at yaşam mücadelesini verip hayatta kalacaktı. Bir an bugün içinde yaşadığımız siyaseti ve koalisyon çalışmaları aklıma geldi. Umarım eller zamanınında uzanır ve yaşam düzgün ve sağlıklı şekilde başlar. Aksi halde atın yalnızlığını bizler yaşarız...

Bana gelince günün anlamına uygun olarak çok güzel bir sözü yazımda paylaşmak istedim. Bu aralar  hit olan  çok hoş bir anlatım;

   ‘’ Ne kadar yaşlı olursanız olun bir daha olamayacağınız kadar gençsiniz ‘’

O zaman umutla  hayatı yaşamak , yaşamı paylaşmak ve bugün elimizde olan değerlere sıkı sıkı sarılmaktan başka çaremiz yok gözüküyor.

Kaybettiklerimiz var , kazandıklarımız var. Kazandıklarımızla , elimizdekilerle  mutlu olmak  galiba iyi bir yol..

Karım zaman zaman  lafı ne kadar çok dolandırıyorsun diye şikayet eder. Ne yapalım benim gibi adamın  iyi bayram  dilekleri böyle dolambaçlı oluyor. Artık ya sulanan beyinlere yada beyin sulanmasın diyerek tomurcuk açma çalışmalarına vermek gerekecek.

Birazdan mesaj ve telefon trafiği başlar. Yeni bir gün , yeni bir bayram, yeni bir an için yelkenleri açarız. Umarım rüzgar uygun olur gideceğimiz yere selametle varırız..

Sizlere sağlıklı ,mutlu ,huzur içinde geçireceğiniz bayramlar, günler,aylar,yıllar dilerim...

Hayırlı bayramlar olsun...



Hiç yorum yok: