FİFA’ nın son yayınlanan raporunda Türkiye futbolda 57. ci sıraya düşmüş . Bizim düşmemiz çok önemli değil , başarılı
olamamışsak mutlaka aşağı sıralara
düşeceğiz .
Benim
kanıma dokunan Yeşil Burun Adaları’nın
altında kalmak. Nüfusu sadece 523.000 kişi olan küçüçük Atlas Okyanusu ülkesi 49. sıraya yerleşirken bizim
daha alt sırada yer bulmamız gerçekten üzücü.
Durumumuza
üzülüp , ağlamanın bir yararı yok zaten beklenen durum.
Futbol
nerede oynanır ? Çayır ,çimende .
Bizde
çayır çimenli arazi nerede ? Taze bitti. Gökdelen oldu.
Çocuklarını
geniş yeşilliklerde yetişmesi için fırsat yaratan Almanya , İspanya , İngiltere
malı götürdü. Biz ne bekliyoruz ?
Türkiye’de futbol
genelde fakir ailelerin işidir .
Futbolcu
olmak. Zengin olmak !!!
Çoğunlukla
geliri az ailelerin çocukları üzerinden aranan umut ışığıdır .
Şimdiki
moda çocuğun elinden tutarak , paralı spor külüplerine götürmek.
Oralar
paralı ve pahalı. Toplumun geniş kesimi külüplere nasıl gitsin ?
Çocuklarımızın
spor hayatı başlamadan , çayır çimen göremeden bitiyor.
Siz
sosyetik külüplerden çıkarak başarılı olan kaç futbolcu
tanıyorsunuz ?
Geçiniz
bunları geçiniz , kaliteli Türk futbolcu dönemi bitti .
Artık
tartışma kaç yabancı ile oynayalım olur.
CEO olmak zengin işidir.
Başarı
öyküsü olan kaç tane fakir CEO
tanıyorsunuz ?
Binlerce
aile yuvadan başlayarak çocuklarını CEO
yapmaya çalışıyor.
Ailelerin
gözünü hırs bürümüş.
Lisan
öğrenecekler , iyi okullarda okuyacaklar , uzun süreli arkadaşlıklar
kuracaklar.
Bahsettiğimiz
bu eğitimleri hangi fakir çoçuk alabiliyor
?
Parası
olmayanın bu imkanlardan yararlanma şansı var mı ?
Bazen
paran da olsa , iyi okul da okusan da yetmez . Yedi sülaleni sorarlar.
Anan
kim ? Baban kim ? Arkadaşın kim ? Nerede oturdun ?
Sultanbeyli’de
doğdum. Sarıgazi’de büyüdüm.
Hadi
oradan geçin bunları geçin. CEO olmayı ancak hayallerinizde görürsünüz.
Mutlu
olmak istiyorsanız bırakın CEO , genel müdür , politikacı olmayı .
Etkileyici
insan olmaya bakın.
Etkileyici
olmak özgüven ister , tutku ister , hatiplik ister .
Bunlar
sizde var mı ? Özeleştiri yapın .
Gerçekten var mı ?
Birileri
genel müdür oluyor. Okul süper ,
matematik on üzerinden on , lisanlar çeşitli ancak insanlarla ilişkisi eksik ,
özellikleri taşımıyor.
Doğru
iletişim nasıl yapılır ? Politikacılara , CEO’lara iletişim konusunda nasıl
ders verdiklerini öve öve anlatan iletişim
danışmanları aslında biraz da kendilerine pay çıkartıyorlar.
Birileri
torpille siyasetci oluyor sonrada rezil.
İsmi Gezi Parkı ile anılan ilçenin belediye
başkanına moderatör canlı yayında
soruyor ;
Gezi olayları için
ne düşünüyorsunuz ?
İsterseniz
bırakalım. Canlı yayındamıyız ? Gerginleşmeyelim ?
Bırakmak istiyorum .
Lütfen
bırak çünkü siyaset etkileyici adam işidir . Senin özelliklerin bunu
karşılamıyor.
Etkileyici
insan pratiklik, zeka , esneklik ,görgü , sabır , düşünme ister. Malesef bunlar
sende yok.
Sorulara
göre hazırlanan kalıpsal cevapları vermeyi mi bekliyorsunuz ?
Moderatör ilçenizde yapılan gezi parkı olayları yerine Fenerbahçe – Galatasay maçını mı
soracak ?
Çocukların
iyi okullarda okumaları şüphesiz çok iyi ancak bu okullarda birinci olmak
yetmez.
Çalışarak
birinci olmak çoğumuz için mümkün ancak
münazara yeteneklerin olması gerekir .
Anında
karşılık verebilen, düşündüğünü iyi ifade edebililen , zeki , pratik olmak çok daha önemlidir.
Yıllar
önce iş için Mısır’a gitmiştim. Amacım yeni bayimizi ziyaret edip , eksiklik
varsa bilgi vermekti. Beni otelden alan kişi sürpriz yaparak;
‘’ Kahire ve İskenderiye’den yaklaşık 30 kişi
yeni ürün hakkında bilgi almak için seni
bekliyorlar. ‘’ dedi.
Teknik
konu benimle ilgili değildi ancak bunu ifade etmek çok kolay olmayacaktı.
Bayiye gittiğimde beni bekleyen insanları görünce paniklemedim desem yalan olur
.
Gün
boyunca konumla ilgili bilgileri verdim.
Allah’tan ürünle ilgili dokümanları yanımda getirmiştim. Birinci gün sonrası araçları
servise çektim ve sabaha kadar ürünler
üzerinde çalıştım. Sabah ilk işim asetat üzerinden görüntüleri almak oldu.
Artık hazırdım ürün bilgilendirmesi yapabilirdim. İngilizce başladığım eğitim
Arapça ve Farsça devam etti. Lisede okuduğum edebiyat , hobi olarak yaptığım
müziğin Osmanlıca sözleri Mısırlı’larla iletişim kurmamda yeterli olmuştu.
Sonuçta müşteri memnuniyeti sağlamıştım. Unutmadığım bir hatıramdır.
Mısır’lılar
bizim gibi sıcakkanlı, sevecen ancak pazarlık yapmayı çok seven bir millet.
İngilizler’in
etkisi yeterli olmamış , medeni ülkelerden 40 -50 yıl geride kalmış bir coğrafya.
Uzak
geçmişle dün arasında kalan bir ülke. Cehalet ,pislik ne kadar kötüyse Kahire
Müzesi ve Mısır uygarlığı o kadar etkileyici.
Mısır’da bildiğimiz demokrasi anlayışı o yıllarda yoktu
ancak Arap Baharı sonrası bazı kesimlere
göre doğruluğu tartışmalı olduğu ifade
edilen seçimler sonrası bir yönetim iktidara geldi. Seçimlerin ne kadar doğru
yapıldığı hakkında bilgi sahibi değilim.
Yanlış
yapmadan Mısır’ı yönetmek çok kolay
değil .Farklı inanışlar , farklı dinler , farklı alışkanlıklar , farklı
eğitimler , farklı sosyal kesimler.
Mısır’da insan ve demokrasiye inandıkları iddiasında
bulunan bir yönetim var. Gördüğümüz kadarı ile halk tarafından destekleniyor. Şansını iyi kullanmayanlara en iyi cevabın sandık
olduğunu biliyoruz. Bizde darbelerden çok
çektik. Darbeleri bu nedenle kabul edemiyoruz.
Ancak bizim Mısır’la
ne işimiz var , biz kendi işimize bakalım derseniz o başka...
Evet
kendi işimize bakarsak Türkiye’ de lider
yok , iki numara yok ezikliğini bırakıp yeşil çimleri lider adayı gençlere
açmalıyız.
Gerçek
hayatta işimize yarayacak iletişim kurma
, özgüven yaratma , güzel ve etkileyici konuşma, yaratıcılık , sevgi , demokrasinin anlamı okullarımızda
okutulmalıdır. Mitos bölünme, Karlofça Anlaşmasından daha iyi iş yapacağı açıktır.
Aslında
Türkiye’nin bir şansı var. Siyasetin
önünde orta ve uzun vadeli plan yapabileceği ve uygulamaya koyabileceği bir 5 yıl .
Türkiye
önümüzdeki dönemde mutlu geleceğin vizyonu
yazan , stratejik planları yapan , uygulama kapasitesi
olan , demokrasiyi bünyesine işleyen, özgürlükçü , hukukun üstünlüğü ve fırsat
eşitliğine inanan , laik , dürüst , yenilikçi , odaklanmayı insan sevgisi üzerine yapan karizmatik liderlerini çıkartmalıdır.
Liderler
üretilemezsek demokraside de Yeşil Burun
Adaları’nın altında kaldık diye üzülmek , ağlamak yok.
İşte o zaman geçmişi
gelecekte yaşarız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder