Sevdiğim
bir arkadaşım diğer bir arkadaşıma elektronik posta atmış, benden bahsediyor ;
Senin dostun tabansız çıktı , gezi ile ilgili yazı yazmadı , not atmadı . Belkide
çekindi. Söylemlerine ben nasıl inanacağım artik bilemiyorum.
Diğer
bir arkadaşım Amerika’dan yazmış ;
Gezi ile ilgili ne
düşünüyor , ne yapıyorsun ?
Bir
akrabamın facebook mesajı da güzel ;
Gezi ile ilgili
yazılarını göremedik. Acaba biz mi kaçırdık ?
Diğer
bir arkadaşım daha keskin eleştirdi;
Yazılarında
Atatürk’çüyüm diye yazmazsan yazılarını okumam.
Bu
eleştirileri alınca kimlik bunalımına düştüm. Ben kimim acaba ?
Evet ezik bir
nesilin çocuğuyum , bu gerçek.
·
Okulda
yediğimiz dayaklar.
·
Gençliğimin
en güzel zamanlarında gezmek ,eğlenmek yerine terör.
·
Üniversite
kaybettiğimiz arkadaşlarımız.
·
Bombalar
,silahlar.
·
Askeri
darbeler.
·
Asker
, polis , bürokrat ve siyasetçi vesayeti.
·
Beynimizin
yıkandığı askerlik dönemi.
·
Sorgulayan
değil , koşulsuz kabullenmeyi ve itaat
etmeyi önceliğine alan bir nesil.
Evet ezik bir
nesilin çocuğuyum , bu gerçek.
Bu
nedenle yaşı 50 cıvarındaki insanların , özellikle kadınların gezi
yürüyüşlerine katılmasını önemsiyorum.
Aşağılanmaya
, horlanmaya özellikle ezikliğe karşı çıkmayı başaran insanlar artık değişim
istiyorlar. Belkide kötü geçen yıllara isyan ederek bugünün tadını
çıkartıyorlar.
Benimse
çok şükür bugünlerde kimseye ne maddi ne manevi borcum yok.
Yıllar
bana artık kimseye biat etmemeyi öğretti.
Hayattaki en büyük mutluluğum sağlık, huzurla birlikte demokrasi kültürünü
içime sindirmem oldu galiba.
Borcum
yok , biat etmem, en büyük lüksümde
özgürlüğüm.
Kimseye
yalakalık yapmam çünkü ihtiyacım yok.
Solcumusun
? Sağcımısın ? Bu sorulara seksen öncesi çok muhatap olduk. Zararını hep
birlikte gördük. Ülke her yönüyle geriye gitti.
Bir
yanda tencere tavacılar diğer yanda Tayyip’ciler.
Böyle
bir karşılaştırma yapmak bile doğru değil. Liderlik özelliğiyle ,
ilericiliğiyle , emperyalizme başkaldırısı ile tüm dünya ülkelerine örnek olmuş Atatürk’ü
başkaları ile karşılaştırmak ....
Emperyalizmin
tarih boyu yapmaya çalıştığı böl ve yönet taktikleri taraftar bulmamalı.
Ayrımcılık
yerine dünyada yeni yönetim mekanizmaları devreye alındı.
Diversity
Strategy ayrımcılık yapmadan herkezi kucaklayıp iş yapmak , para kazanmak üzerine
kurulmuş. Yani başarıyı farklılıkları yönetmek olarak gören anlayışlar hakim.
Türkü
, kürdü , Lazı ,Çerkezi , zengini ,fakiri , açığı ,kapalısı ,inananı
,inanmayanı.
Politikayı
bu zemine oturtmak politikacının sahiplenmesi gereken öncelik olmalıdır.
Yıllar
önce ülkenin en önde gelen iş adamına siyasete girme teklifi ,iş adamı
tarafından kabul görmemişti.
Öyle
ya ,,,
CHP
‘de görev yaparsan Demokrat Parti yandaşlarını kızdırır, ticaret yapma riskini
alırsın,,,
Spor
kulubü yönetiminde görev yaparsan diğer takım taraftarlarını kızdırır, risk
alırsın ,,,
Bu
nedenle iyi bilinen iş adamları siyaset ve spor gibi etkin faaliyetlerde
bulunmaz. Toplumun her kesimini kucaklamaya çalışır. Bu yöntem farklılıkları yönetme anlayışının uzun yıllar
önceki modeli olmalı.
Sonuç
olarak özgürlükçü , demokrasi hayranı , hür bir insan olarak fikrimi söyler ve
yazarım.
Zaten
fikri hür , iradesi hür nesiller yaratmak Atatürk’ün vasiyeti değilmidir ?
Bizlerin
suskunluğunun nedeni kimseden korktuğumuz için değil bunca
donanıma karşın akil adam olacağımıza , sistemin bizleri atıl adam
durumuna getirmesindendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder