9 Kasım 2011 Çarşamba

İTİRAZIM VAR



İtirazım var bu zalim kadere
İtirazım var bu sonsuz kedere
Feleğin sillesine hayatın cilvesine
Dertlerin cümlesine itirazım var

Yarım kalan sevgiye, şu emanet gülmeye
Yaşamadan ölmeye itirazım var

Ben hep yenilmeye mahkum muyum ?
Ben hep ezilmeye mecbur muyum ?
İtirazım var bu yalan dolana
Benim şu dertlere ne borcum var ki ?
Tuttu yakamı bırakmıyor

Benim mutlulukla ne zorum var ki
Bana cehennemi aratmıyor

İtirazım var değişmez yazıma
İtirazım var bu dertli şansıma
Sevginin sahtesine, hayatın cilvesine
Talihin böylesine, itirazım var

Yalan dolu gözlere, durulmamış sözlere
Dost olmayan yüzlere itirazım var

Son günlerde bu şarkı dilimden hiç düşmüyor. Bülent Ersoy müthiş okuyor. Belli ki onun hayatta yaşadığı fırtınalara itirazı var. Bir gün gökteki yıldız , bir gün pişman ve perişan olmak.

Değişmez yazıya itiraz edebiliyorsun ancak değiştiremiyorsun.

Adı üstünde değişmez yazı.

İnsanların birşeylere itirazı var. Benim de itirazım taraf olmaya.

Zaman zaman hangi takımı tutuyorsun diye soruyorlar.

Ortaköy’lü olmam nedeniyle çocukluğum bugün otel olan Şeref Stadı’nda geçti. Havuza girdim, futbol oynadım hatta o çocuk yaşta Baba Gündüz Kılıç’ın genç takım seçmelerine katıldım. Beşiktaş’a ilgi duydum.

Etiler’e taşındığımda hem yaşım hemde futbol yeteneklerim büyüdü. Kendimi Ali Sami Yen Stadı’nda buldum . Galatasaray genç takımı çalışmalarına başladım. Antremanlarda Galatasay’lı olmak için yemin ettirirlerdi. Galatasay’a ilgi duydum.

Avrupa yakasına sığamayınca soluğu Anadolu yakasında aldık. O dönemde Fenerbahçe yenilmez armada olmuştu. Fenerbahçe’ye ilgi duydum.

Şimdi sorun,  ben hangi takımı tutuyorum ? Hiçbirinin taraftarı değilim. Olmak zorunda da değilim. Hakemlik yapmaya başlayınca tamamıyla tarafsız oldum.

Bu seferde siyasetle ilgili sorularla karşılasıyorum. AKP ‘ limisin ? CHP ‘limisin ? Solcu musun , sağcı mısın ?  Oyunu kime verdin ?

Size ne kardeşim .

Oy benim değil mi  ? Kime istersem ona veririm. Bu benim demokratik hakkım . ister ona veririm , ister bir başkasına.

Önemli olan benim ön şartlarımdır. Sporcu musun? Yarışmacı mısın ? Fairplay ruhuna sahip misin ? Demokrasi düşkünü müsün? Çağdaş mısın ? Hukukun üstünlüğüne inanıyor musun ? Dürüst müsün ?

Gerisi hizmettir benim için.  Bugün hizmeti o verir yarın bir başkası. Yeterki halka hizmet için heyecan ve inancını kaybetme.


Zaman ve şartlara bağlı olarak düşünceler değişiyor.

Bir dostum insanlar komunist doğar, sosyalist yaşar, kapitalist ölür demişti. Elbette kastı aşılmış bir cümle. Tabiki böyle olmak zorunda değil.  Sanıyorum insanların zaman , şartlara göre yaşam ve fikirlerinin değişebileceklerini vurgulamak için ifade etmişti.

12 Eylül öncesi genelde gençleri , memurları,öğretmenleri, polisleri  bir tarafa çekme modası vardı.  İllaki taraf olacaksın . Benden değilsen diğerindensin anlayışı hakimdi. Alışkanlıklar etkili oluyor böyle düşünmeye.  Alışkanlıkları değiştirmek de çok zor oluyor. Uzun süreli eğitimler istiyor.

Trafik işaretinde yeşil yanınca arkanızdaki araç sahibinin korna çalmasına alıştık . Ancak önünde araç olmayan taksicinin yeşil yanınca kendi kendine korna çalmasını anlamak mümkün değil. Nedenini sorunca komik bir cevap vererek alışkanlık  abi demesi işiminiz ne kadar zor olduğunu gösteriyor.

Ben yapı olarak olaylara çok tarafsız yaklaşmayı arzu ediyorum. Mesleğimi de yanlış seçmişim mühendislik yerine  hakimlik daha uygun olurmuş.

Talip olmak , malik olmak anlamına gelmiyor. Emek sarf etmek, onu hak etmek gerekiyor.

Ben şimdiye kadar kimsenin adamı olmadım. Kimseye minnet etmedim. Bu nedenle tarafsızlığımı bozacak davranış içinde olmam.  Başkalarının da bana minnet etmesini istemem.

Biz insanız, sadece insan. Taraf olmadan da saygı görebileceğimize inanıyorum.

Memleketimizde malesef taraf olmazsanız bertaraf olursunuz anlayışı var. Bitaraf olmak gerçekten zor. İllaki bir taraf olacaksınız. Siyasette , iş hayatında geçerli.

Kişiliğimize, ailemize,ekmeğimize, demokrasiye ,hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerlere aykırı durum varsa elbette tarafsız olmaktan vazgeçmekte olasıdır.

İşte o zaman Mehmet Akif Ersoy'un dizelerindeki gibi;

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Bunun için kalemim  keskin , kürsüm de kuvvetlidir.


Bir de İsviçre gibi tarafsız ülkeler var. Özellikle dünya savaşlarında her iki tarafın taleplerine neden olmuş.  Çözüm için , daha mutlu bir dünya için aracı olmuş.

Ben kendimi İsviçre gibi tarafsız hissediyorum .

Kimbilir , bakarsınız bir gün  tarafsız  insanlara  da gerek olur.

Hiç yorum yok: