Dünya kupasında ilk maç yöneten Doğan
Babacan 'ı geçenlerde kaybettik . Allah rahmet eylesin ,nur içinde yatsın.
Doğan Babacan deyince akla ilk olarak 1974 yılında
Almanya'da yapılan dünya kupasında Şili'li Cazelly'i oyundan atış şekli gelir. Tam bir psikolog gibi davranmıştı . Çok
disiplinli bir hakemdi. Oyunu kontrol altına almak ister ve kesinlikle
oyuncuların disiplinsiz hareketine izin vermezdi. Birde Allah rahmet eylesin Çoşkun Gözalan abimiz vardı o da Doğan Babacan gibi
disiplinli bir hakemdi. Sahaya çıkarken biz yan hakemler bile çekinirdik ancak
onlar kendilerini kabul ettirmişlerdi. Oyuncular
ve teknik heyet ona göre hareket ederler , kesinlikle disiplin dışı
davranmazlardı. . Bizde bir çok hakemi gözlemleyerek kendimizi geliştirmeye
çalışırdık.
Dünyaca ünlü birçok hakem geldi geçti ancak İtalyan Concetto Lo
Bello , Macar Sandor Puhl , Slovak Lubos Michel , İngiliz Howard Webb , Alman
Mercus Merk , Fransız Mıchael Voutrol, İtalyan Nicola Rizzoli , İsveç'li
Andreas Friks , İsviçre'li Urs Meier , İtalyan Pierluigi Collina diğerlerinden farklıydı . Bunların DNA 'sında
hakemlik , liderlik vardı desek çok abartmayız.
Eğer bu hakemlerin doğal yetenekleri sende yoksa örnekleri çok dikkatli izleyip , iyi, kötü yanlarını değerlendip kendini geliştirmen
ve içselleştirmek gerekir. Unutmamak lazım ki bu hakemlerde doğuştan sahip oldukları yeteneklerin üzerine
koyup kendi zamanlarında dünyanın en iyi hakemleri oldular..
Doğal olarak ülkemizde de etkileyici hakemler
oldu. Örneğin ben maçları izlerken Yusuf Namoğlu'nun zekası , Erman Toroğlu'nun
öz güveni , Çoskun Kutay'ın sempatisi , Talat Tokat'ın sakinliği , Erkan
Göksel'in kalitesi , İhsan türe'nin karizması , Ahmet Çakar'ın aklı , Sadık
Deda'nın fizik performansı , Yahya Diker'in maça hazırlanışını hep örnek aldık
ve bir şeyler kapmaya çalıştık. Elbette bugün Ali Palabıyık'ın modern hakemliği
yansıtması , Fırat Aydınus'un oyuncularla ilişkisi , Cüneyt Çakır'ın tecrübesi
gerçekten çok kıymetli.
Eğer doğuştan çok büyük yetenek değilseniz , sistemi toptan
değiştirebilecek özelliğiniz yoksa
mutlaka gözlem yapmak gerekiyor hemde çok ciddi şekilde.
Zeki Müren değilseniz , Müzeyyen Senar değilseniz mutlaka
gözlem yapmak zorundasınız. Önce taklit , sonra kendi değerlerinize sahip
olabilirsiniz..
Messi degilseniz , Cruyff değilseniz , Pele değilseniz
, Beckenbauer değilseniz , Maradona değilseniz mutlaka en iyileri izleyip iyi
yönleri kendinize uyarlamak durumundasınız. Olumlu özellikleri alıp kendinize
uyarlamanız , olumsuz yönleri ise kullanmayın ancak cebinizde olsun , yarın
lazım olur. Asla kullanmamanız gerektiğini
hatırlarsınız..
Yakın geçmişte birçok siyasetçi gördük . Bazılarının
iyi , bazılarının kötü yanları vardı...Örneğin Ecevit'in kibarlığı dürüstlüğü ,
Özal'ın değişimciliği , Demirel'in tutkusu ve pragmatizmi , Erdoağan'ın halka
dokunuşu ve etkilemesi , Kılıçdaroğlu'nun demokrasi aşkı . Hepsinden birşeyler
almak gerekir. Kötü yanları var ise hiç
bulaşmamak gerekir.
Kabul edin veya etmeyin demokrasi , adalet , Atatürk , Cumhuriyet ,Peygamber
, Kuran , İslam gibi halkla butünleşmiş olgular var bazıları çeşitli kesimlerde
kabul görüyor..
Bu olguları tümden veya kısmen red etmek yerine bunları içselleştirmek yaşam
parçası , parti ideolojisi olarak belirlemek ... Karamollaoğlu
samimi ise ve bunları içine sindirmişse
kendisinden örnek alınacak şeyler yok mudur ?
Gerek sistem açısından gerekse liderlik açısından
örnek alınabilecek çok kişi ve kurum var....
Eğer Atatürk gibi büyük bir devrimci değilsen hiç
kompleks yapma , örnekleri incele , olumlu yanları al , ülke şartlarına
uygulama derdin olmasın , yönlendirmeyi sen yap.
Huzuru , mutluluğu , refahı
amaçla sürdürülebilen demokratik düzen
sana da yeter bana da....
Her kim yapacaksa !!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder