6 Mart 2011 Pazar

ÖLMEDEN ÖLMEMEK

 

İnsanların kendi çapında birşeyler üretmesi çok hoş ve keyif veriyor. Yazıların okunması, beğenilmesi, talep edilir olması gerçekten gurur veriyor. Bende zaman zaman arkadaşlarıma , dostlarıma yazılarımı nasıl bulduklarını soruyorum.

Geçenlerde yazılarımı takip eden bir büyüğüme aynı soruyu sordum kendisi ara vermişsin düzenli yazmak zor hele hele konu bulmak daha  zor dedi bende Türkiye’de malzeme çok bol, hergün değişik konular çıkıyor yeterki iyi gözlem yapalıp yeter diye cevap verdim.

Bazı köşe yazarlarının 30-40 kişilik ekipleri olduğu ,bilgi toplandığı,istatistiklerin yapıldığı hatta çok iyi tanınan bazı yazarların hergün yayınlanan köşelerinin ancak bir gününü kendileri tarafından  yazıldığı biliniyor. Türkiye  gerçekten gündem zengini  her gün değişik konular gündeme geliyor. Karadeniz’linin dediği gibi fıkralar Karadeniz’de anlatılmaz yaşanıyor. Fıkraları anlatmaya  kalkmayacağım o işi zaten Cem Yılmaz ve  sevgili arkadaşım Metin Yılmaz  çok iyi yapıyor. Birde Trabzon’lu Sabri Kayan arkadaşımız var ancak kendisinden ilk kez dinlediğimiz yağlı kazık hikayesi performansını sonrakilerde  yakalayamadığı için kendisine eksi puan verdik bu nedenle onu listeye alamıyorum , kusura bakmasın.

Bu hafta arkadaşlarımla yemek yerken birisi  yazılarına dikkat siyasileri eleştiriyorsun, balyoz filan diyorsun burası Türkiye   sonra senin siteni kapatır veya  Silivriye gönderirler diye şaka yollu takıldı . Hayatım boyunca hiçbir siyasi parti binasından içeri girmedim, faal siyasette bulunmadım niyetimin kimseyi üzmek olmadığını zaten bunun çokda  iyi fikir olmadığını ifade ettim. Benim görüşüme göre bu dünya düzeninde yöneten ve yönetilenlerin olduğu,dizayn edilmiş küresel sistem içinde piyonların çokda önemli olmadığıdır. Arkadaşıma gülümseme ile cevap verdim ve eve döndüm.

Bilgisayarımı açıp siteyi izleyen varmı diye bakayım dedim birde ne göreyim ‘’Mahkeme kararı ile erişim engellenmiştir’’ yazıyor.Allah Allah bu nedir derken facebook’tan  ‘’neler oluyor’’ mesajları gelmeye başladı. Derken gece yarısı telefonlar ‘’ Siten yasaklanmış, seninle ilgili bir durum var mı? Zaten 10 gazeteciyi içeri almışlar’’ malesef rezil olmuştuk ne yasaklılığımız kalmıştı nede hapisliğimiz. Bende kendimden şüphe etmeye başladım bu nedir ? bula bula beni mi buldu diye. Az sonra oğlum geldi baba heyecanlanma bloglar kapatıldı senin sitende blog üzerinden yayın yaptığı için seninkinide yasaklamışlar deyince rahatladım.

Blog üzerinden yayın yapan bazı uyanık kişiler superlig maçlarını yayınladığı için Digitürk dava açmış ve kazanmış . Milyonun üzerinde insanı etkileyen blog’u kapatmışlar.

Oğlum ‘’binlerce kişi kızıp Dıgıtürk’ten ayrılıyor bizde ayrılalım’’ talebine olumsuz cevap verdim çünkü milyonlarca doların ödendiği ve futbolun marka değerine katkı sağlayan yayıncı  kuruluşlar tabiki hakkını arayacaklar. Empati yapmakta yarar var siz olsaydınız ne yapardınız ?

Birkaç tane uyanık , aç gözlü kişinin oyununa gelmiştik .Halbuki ne güzel gidiyordu fikirlerimizi, gözlemlerimizi  insanlara anlatıyorduk. Ancak iştahımız kursağımızda kalmıştı. Hani şairin dediği gibi;

Ne müşkülmüş ki seni sevmek sana yar olmak
Dilşad olmak isterken perişan olmak

Evet bir anda ortamı mutsuzluk  kapladı .  Diğer taraftan  devlete kızmaya başladım . Öyle ya ortada bir suç varsa onu cezalandır neden suçsuz milyonlarca insanı cezalandırıyorsun?

Bazı uygulamaları doğru yapamadığımız gerçek. Tarihi eserler binlerce yıldır toprak altındaydı onları çıkarttık  şimdi onları baraj göleti altında bırakacağız , uyutacağız barajın kullanımı bitince yıkılır tarihi eserler gene ortaya çıkar diyen politikacılarımız var. Belkide bir açıdan haklılar.

Benzer durum önce yıllarda Youtube ‘da olmuştu .Zaman zaman işin kolayı bulunup başka kanalla siteye girilmiş yada boşluğu dailymotion,twitter,facebook gibi siteler doldurmuştu .Youtube yasağı kalkınca bana göre eski popularitesi olmadı.Bu nedenle uzun vadeli düşünmek gerekir. Digitürk marka  değerine zarar vermemeli .Madem ki etkileniyorlar kişiye ceza verecek hukuku aramaları gerekir aksi halde marka değerine zarar verirler. Otomotivde marka değerinde 1 puan artış 150 $  ürünün satılabilirliğini arttırıyor.Kendi ayaklarına kurşun sıkmamalılar.

Bu olumsuz  durumu kabul edecekmiydik ? Katiyen hayır . Ölmeden Ölmek yok kitabımızda.Mücadele edeceğiz belkide bu bizi geliştirecek.  Öyle de yaptık;

  • Sağolsun Engin arkadaşım http://www.okanyasan.com/ sitemizi güncelleyerek devreye aldı. Artık okurlar bu siteden yazılarıma ulaşabiliyorlar.
  • http://www.okanyasan.blogspot.com/  çalışır ve güncellenir durumda eğer giriş yapamıyorsanız  DNS ayarlarınızı 156.154.70.22   veya 156.154.71.22  olarak ayarlamanız gerekebilir.
  • İlave olarak birgo.mynet üzerinden yayın yapacak ortamı yaratma çalışmaları yapıyoruz.Kafaları karıştırmamak için şimdilik devreye almıyoruz.
  • Videolarımı izlemek isteyenler zaten facebook, dailymotion,twitter ve youtube üzerinden ulaşabiliyorlar.

Bu heyecanı ve krizi  benimle birlikte yaşayan ve destek olan Engin Ceyhan ve Çiçek Akkurt arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Devamlı sorup beni destekleyen arkadaşlarımıda unutmuyorum.


Sanal ortam ve yazı yazma işi içimize o kadar işlediki Ümit Yaşar Oğuzcan’ın ;

Köhne bir Bizans eskisiydi  İstanbul sensiz  şiirini daha iyi anlayabildik.


Yazımı trajikomik bir gazete haberi ile bitireyim. Geçen ay haberi çıktı.

Karısını öldürüp yeni yaptırdığı evin temeline gömen adamdan şok itiraf ‘’ Evi benim üzerime yap demişti’’

Ya Digitürk  kullanıcıları  konuyu yanlış anlayıp kastı aşarlarsa ???

Saygılarımla

Hiç yorum yok: