3 Temmuz 2016 Pazar

BABYSITTER



Tarih 11 Eylül 2001.
İsmi henüz yeni yeni duyulan aşırı dinci El Kaide örgütünün militanları akıl almaz yöntemle Amerika'ya saldırıyorlar ve kendileri dahil 2996 kişinin ölümüne neden oluyorlar.
Herkes tedirgin , herkes bekleyiş içersinde...
Ne olacak şimdi ?
Uçak ,tren seferleri duruyor. İnsanlar seyahat etmekten, dışarı çıkmaktan korkuyorlar....
Bizim biraz farklı bir tedirginliğimiz ve bekleyişimiz var ;
O dönem çalıştığım uluslararası firma , markanın satış sonrasında ülke birincisi olması nedeniyle iki bayimizle ve eşimle birlikte Afrika ve Okyanusya'ya gönderecek olması....
Ülkeden ayrılış tarihi 20 Eylül ,biletler hazır ,program yapılmış, vizeler tamamlanmış ancak firmadan gelecek haberi bekliyoruz.İptal büyük bir olasılık...
Global firmalarda güvenlik çok önemli ve sadece bu işle çalışan bir bölüm mevcut...
Sonunda Amerika'dan haber geldi. Büyük bir organizasyon olduğu için iptal etmemişler ....
Sevinmiştik , bu program katılmak her çalışana nasip olmazdı..
İlk durak Almanya aktarmalı Johannesburg , oradan özel uçakla Kruger doğa parkı oldu.
Vahşi orman içiersinde , havuzlu villalar , yiyecek , içecek her türlü konfor mevcuttu.
Geceleri yemek ve eğlence gündüzleri safari.....
Sabahın erken saatlerinde üstü açık arazi araçlar ile vahşi doğaya ekipler halinde yayılmak. Hayvanları izlemek....
Aslanlar , kaplanlar ,filler, zebralar..... Artık aklınıza ne gelirse..
Üstü açık araçlar hayvanların 3-5 metre yakınına kadar yaklaşıyor açık ancak hayvanlar saldırı yapmıyorlardı. Özellikle aslanlar ,kaplanlar hep birlikte oturuyor ve gevrek gevrek insanlara bakıyorlardı.
Doğal olarak korkuyor ve merak ediyorduk , neden saldırmıyorlar ?
Acaba biz gelmeden ilaç mı verdiler ?
O büyük parkta bunu yapabilmek mümkün değildi..
Merakımızı rehber giderdi...
Karnı tok aslan , insan ve hayvanlara saldırmaz. Biz hayvanların avlanma saati sonrasını seçtiğimiz için tehlike yok merak etmeyin.
İşte size doğadan çok önemli bir mesaj....
Tok saldırmıyor. Ya aç olduklarında ?
Babysitter bizim lugatımıza İngilizce'den girdi. Bebek bakıcısı demek..
Amerika ve İngiltere'de çocuklara bakmak için genelde üniversiteli kızların saatlık yaptıkları iş.
Karı koca yemeğe ,konsere gider , babysitter ise çocuklara bakmaya eve ..
Üniversite çağı ,güzel güzel , diri vucutlu genç hatunlar...
Evin erkeği ilgi duymaya başlar hatunun birine..
Açtır, gözü doymamıştır..
Hele hele karısıyla arası kötüyse...
Hatuna para lazım o da pek kayıtsız kalmaz evin reisine..
Seviyeli bir ilişki başlar aralarında..
Gizlice buluşmalar , otel odaları ,garsoniyerler..
Her iki tarafta memnundur ilİşkiden..
Alan razı veren razı...
Ancak evin hanımı hesaba katılmamıştır..
Açığa çıkar ilişkiler , hiç bir şeyin gizli kalamayacağı gibi...
Kadın öğrenir....
Amerikalı bu , ekonomik özgürlüğüne sahip,,,
Bireysel öz güveni fazla....
Toplar tası tarağı doğru yeni bir hayata yelken açar....
Bizim birçok kadınımız gibi değildir.
Razı değildir bir çok kez aldatılmaya..
Zevki ,safası , kişisel mutluluğu için hertürlü ortamı yaratmaya çalışan koca ortada kalır.
Artık kirli donlarıyla başbaşadır...
Ülkemizde hem aile hayatında hemde siyasette buna benzer hikayeler çok oluyor..
Dört kadına ,kumaya,metrese ,mutaya razı çok insan var...
İktidarı oluşturanlar da aç gözlülüklerini her seviyede belli ediyorlar..
Amaca ulaşmak için kullandıkları araçları çoğaltmak istiyorlar..
Vakıflar , İmam hatipler , muhtarlar ,yandaşlar , garip guraba yetmedi şimdi de sıra Suriyeli'lerde .
Suriyeli'leri vatandaş yapıp oy toplamak istiyorlar....
Avrupalı Suriyeli'leri istemedi .Sonuçta donanım katılesi düşük insan topluluğu . Ülkesine huzur vermeyeceğini bildiği için on bin tanesini bile istemedi. Bize üç milyon paketlenmiş bir millet gönderdiler.
Avrupa bize babysitter görevi verdi. Karşılığında bir miktar para..
Üç milyon Suriye'li.... Vatandaş yaparız... Oy deposu...Yüz sene iktidar garanti....
Diri vucutlu üniversitesi öğrencisi gibi...
Nasıl olsa itiraz eden, evi terk eden, ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş bir millet yok karşılarında...
Çoğunluğu sadaka kültürüyle hayatını sürdürmeye çalışan bir toplum...
Bundan iyi fırsat mı olur...
Hazır Avrupa'dan gelen para da var..
Karınlarını doyururuz ,bize saldırmaz, biat ederler..
Malum Maslow ihtiyaç teorisi gibi birgün karınları acıktığında doyurmayı yeterli bulmayıp vahşi hayvanlar gibi saldırırlarsa ne yaparız ?
O güne kalmam zaten , kalan düşünsün derseniz...
Vallahi paramparça ederler kalanları....

İşte o zaman ateşler ateşler......

Zebaniler , zebaniler....



Hiç yorum yok: